PAZARA
ÜÇ KALA

Evet,
bugünü de sayarsak 31 Mart seçimlerine sadece üç gün kaldı. Ve kritik seçim
öncesi son virajda biz de son seçim yazımızla karşınızdayız. Beş yılda beşinci
seçimle birlikte nihayet 30 Mart yerel seçimleriyle başlayan o yoğun seçim
maratonu nihayet bu Pazar bitecek ve kısmet olursa önümüzdeki 4,5 yıl boyunca
seçim olmayacak. Herkesin istediği de zaten bu. Tabii bu biraz da son dediğimiz
bu 31 Mart seçimlerinin sonucuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Neden? Çünkü
muhalefet partilerinin iyi bir sonuç alması halinde şuanda yalanlamış oldukları
erken genel seçim ihtimali birkaç ay içinde yeniden gündeme gelebilir. Yeni
hükümet sisteminin getirdiği düzenlemeye göre meclis, salt çoğunluk olan 360
vekil şartının sağlanması durumunda ülkeyi yeniden seçime götürebilme yetkisine
sahip. Bu imkanı seçim sonrası muhalefet eğer kazanırsa erken seçim talep eder
mi ihtimali açığa çıktığı için kullanmazlar fakat iki-üç aya gündeme
getirmeleri pekala mümkün. İşte Cumhur İttifakı partileri AK Parti ve MHP, 31
Mart için “beka seçimi” ifadesini bu yüzden kullanmaktaydı. Sert söylemlerin,
özellikle de üç büyükşehirden İstanbul ve Ankara’yı kaybetmemek, üstüne bir de İzmir’i
de alabilmek için yürütülen taktiklerin ana sebebi sistemin itibarını korumak.
Bunun için sert söylemlerle muhalefet partilerini ve özellikle de
büyükşehirlerdeki Millet İttifakı adaylarının üzerine oynadılar, onları
kavganın içine çekmeye çalıştılar. Muhalefet liderleri belli bir oranda o
kavganın içine çekildi, fakat halk sorunlarını daha çok dillendirdiği ve daha
yumuşak bir söylemi tercih ettiği için manevraları da ustaca yaptıkları için
benim gözlemime göre dezavantajlı başladıkları yarışta şuan avantajlı konuma
geçtiler. Çünkü gerek CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gerekse de İYİ Parti lideri
Meral Akşener bu konuda antrenmanlılar. Onlar bu ortamı 16 Nisan’dan bildikleri
için yine o dönem açtıkları iktidar muhalefeti terörist ilan ediyor söylemi
üzerine, tank palet fabrikası üzerinden milliyetçilik, ekonomi ve işsizlik gibi
kartları da eklemek suretiyle çeşitli algılar oluşturdu ve bu algılar üzerinden
kampanyalarını yürüttüler. Ancak Erdoğan ve Bahçeli düşmanlığı üzerinden
gitmeleri muhalefetin geçmişte de olduğu gibi yaptığı hatalardan biriydi. Çünkü
Cumhur İttifakı’nın da bu konuda ve 16 Nisan’dan antrenmanlı olduğunu
söyleyebiliriz. Şuan halk güveni konusunda birçok alanda sıkıntı var
partilerin, ülkenin ve medyanın durumu ve tavrından ötürü. Muhalefetin yeniden
açtığı kartlara karşı hamleyi ustaca yaptılar. Tabii zaman zaman kutuplaştırıcı
söylem kullanmaları onlar adına ciddi bir hata oldu. Özellikle terör polemiği
çok canını yakmıştı 24 Haziran ve 16 Nisan’da AK Parti’nin. O yüzden dikkat
etmeye çalışıyor Erdoğan ve Bahçeli. Son dönemde beka kavramıyla seçimi
ilişkilendirme konusunda da daha ikna edici oldular gibi. Çok ortada gittisi
geldisi sürekli değişen bir seçim süreci yaşadık anlayacağınız. Ve pazara üç
kala halk neye göre karar verecek hala kimse bilmiyor, bilemiyor.
Kararsızlar belirleyecek

Özellikle
dar gelirli vatandaşın geçim sıkıntısı yaşadığı dönemde seçime gidilmesi başta
büyük infial oluşturdu. Efendim millet geçim derdinde siz hala seçimi
konuşuyorsunuz gibisinden. Yani milletin cebi yanmış, zamlardan, şundan veya
bundan; kim buna çözüm üretir onu aramaktaydı. Çevreden aldığım duyumlar
yaklaşık yüzde 13 civarında kararsız bir seçmen olduğu yönünde ki bu zamana
kadar ki en yüksek oran bu. Bu kesimin sandığa gidip gitmemesi, giderse
hangisinden yana tercih etmesi bence sonuç açısından belirleyici olacak. O
yüzden liderler, özellikle de Cumhur İttifakı partileri AK Parti ve MHP;
kırgınlık, dargınlık ve küskünlüğü şimdilik bir kenara bırakıp sandığa gidin
diyorlar. Yani bu durumun pek çok vatandaş gibi onlar da farkında.
Geçmişten farklı olmaz
Bence
seçim sonucu ve sonrasındaki ortam; çok olağandışı bir durum gelişmez, başka
bir ifadeyle sürpriz bir sonuç olmazsa herhangi bir ilde, özellikle
büyükşehirlerde, geçmişten farklı olmaz. İstanbul ve İzmir’de sürpriz
yaşanmayacak gibi lakin Ankara konusunda herkes gibi ben de temkinliyim. Her an
her şey olabilir Ankara’da. Ve de Bursa, Antalya. Muhalefetin buralarda
oluşturduğu mağduriyet algısı sonuca etki edebilir. Yine de ne olacağını
kestiremiyoruz tam olarak. Üç gün sonra akşam neler olacak hep birlikte yaşayıp
göreceğiz.
Muhammet YILMAZ