SEÇMENİ
ANLAMAK
Bir
ideolojiyi ve bir görüşü temsil eden partiden, seçmenin seçim zamanı beklediği
en temel olgudur kendisini anlaması. Siyasi parti seçmeni anlarsa seçmen de
partiyi anlar. Karşılıklı olarak gelişen bir süreçten söz ediyoruz. Gelin görün
ki bugün Türkiye’de seçmeni anlayabilen bir siyasi anlayış yok. Yakın geçmişe
kadar AK Parti, seçmenini biraz olsun anlayabilmekteydi ama referandum ve
sonrasında MHP ile oluşturulan “Cumhur İttifakı” birlikteliği iktidar partisine
yaramadı. Tavanda oluşturulan birlikteliği tabana yaymak için geliştirildiğini
düşündüğüm terör ve beka söylemi son iki seçimde AK Parti ve MHP’ye
istediklerini aldırmış olabilir, fakat daha mütevazı oy oranlarıyla idare etmek
zorunda kaldılar. Halk Erdoğan’a güveniyor fakat parti kadrolarındaki değişim
yeterli değil. 24 Haziran bunu gösterdi bana. Gelelim muhalefet cephesine. CHP’de
AK Parti kanadında oluşan bu sorunlar yeni değil, yıllardır var aslında. Ama
son yıllarda her seçimi kaybetmesine rağmen şurada şu kadar oyumuz arttı,
iktidara şu kadar oy kaybettirdik gibi aklımızın almadığı söylem ve matematik
hesaplarıyla seçmenini oyalayan bir CHP var. Onlar da seçmeni anlamıyorlar
çünkü seçmenin taleplerine kulak tıkayan, hesap vermeyen bir yönetim anlayışı
var. CHP’ye şuanda AK Parti’nin kendi içindeki hatalı politikaları kısa vadede
kazandıran etken. Geldik İYİ Parti’ye. Kuruldu ve MHP’yi ekarte edip milliyetçi
kesimi çekecek dendi ama standart anlayışa uyduğu ve küskün seçmene yeni bir
şey vermediği için bana göre “emanet” statüsünde olan, büyük bölümü AK Parti
olmak üzere, MHP ve CHP oylarını aldılar. Seçmeni iyi tahlil edemiyor hiçbir
parti, dolaysıyla ideolojik çekişme üzerinden kısır döngü bir siyaset anlayışı
Türkiye’ye hakim olmuş durumda bugün.
Tema
doğru okunmalı
Yukarıda
seçmen-parti ilişkisini siyaseten değerlendirdik. Tabii şuna da dikkat çekmek
istiyorum; her şeyden önce bir seçime hazırlanırken, genel temayı doğru
okumalısınız ki o seçimden net bir zaferle çıkabilesiniz. Son seçimlerde bu
yapılmadığı için partilerin oy oranlarında ciddi düşüşlere rastlıyoruz. Şimdi
31 Mart geliyor ve ben sağda solda kararsız seçmenin arttığı yönünde duyumlar
almaktayım. Belki son dönemde arttı denilen seçime katılım oranı da düşebilir.
Bununla birlikte konseptin bile yanlış değerlendirilmesi söz konusu. Peşinen
ifade etmek istiyorum ki bu seçim bir “yerel seçim” genel teması da “ekonomi ve
geçim” faktörüdür. Seçmen bu temaya hangi oluşum yaklaşırsa, hangisi daha iyi
anlatırsa onu kendisini anlamış kabul edecektir kanımca. Eğer 31 Mart’ı aday,
teşkilat, parti üçgeninden bağımsız değerlendireceksek bu şekilde
değerlendirmemiz lazım.
Değişim
şart
Şunu
görebiliyoruz mevcut argümanlar seçmeni anlamak için son derece yetersiz. Yani
değişim şart diyor seçmen. Zihniyetler, anlayışlar ve argümanlar değişmeli.
Mevcut argümanlar artık yetmiyor motorlar tekliyor. CHP-İYİ Parti kanadı
seçmenin asıl derdi olan geçimi az çok dillendiriyor fakat alternatif çözümü
yine iktidar kendisi üretiyor. Onu da “pansuman tedbir” dediğimiz geçici
yöntemlerle yapmakta. Halk “siz ne yapacaksınız” gibi soruların cevabını
alamadığı için destek vermiyor muhalefete. Ve önemli bir konu; bu zamana kadar
AK Parti neden bekayı ısrarla dillendiriyor, diyorduk o neden sonunda belli
oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi tavandaki konsolidasyon(birliktelik)
tabana yayılmadığı için. Lakin bu esnada kendi taban seçmeni ve onun dışında
kalan seçmenin beklentisini unutuyor. Buna alternatif çözüm sunmayıp sadece
eleştiren bir CHP’nin ve İYİ Parti’nin iktidar olması veya belediye yönetmesi
nasıl düşünülebilir? Düşünülemez yukarıda da söyledim seçmeni anlamıyorlar,
ayrıca kurdukları seçim çatısı çatlak. Adayların belli bir kısmı iyi performans
olarak, lakin teşkilat ve parti yaralı. O çatlağın tabana sirayet etmeyeceğini
düşünemezsiniz. İşte temel meseledir seçmeni anlamak. Seçimin çatısını doğru
kurup, ideolojini doğru anlatır, halka da dokunursan seçim kazanırsın. Gerisi
kısa vadeli geçici bir başarıdır. Ve unutmayın geçici başarılara aldanarak
siyaset yapılmaz.
Muhammet YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder