25 Şubat 2019 Pazartesi

Politik Eksen: Seçmeni Anlamak


SEÇMENİ ANLAMAK

Bir ideolojiyi ve bir görüşü temsil eden partiden, seçmenin seçim zamanı beklediği en temel olgudur kendisini anlaması. Siyasi parti seçmeni anlarsa seçmen de partiyi anlar. Karşılıklı olarak gelişen bir süreçten söz ediyoruz. Gelin görün ki bugün Türkiye’de seçmeni anlayabilen bir siyasi anlayış yok. Yakın geçmişe kadar AK Parti, seçmenini biraz olsun anlayabilmekteydi ama referandum ve sonrasında MHP ile oluşturulan “Cumhur İttifakı” birlikteliği iktidar partisine yaramadı. Tavanda oluşturulan birlikteliği tabana yaymak için geliştirildiğini düşündüğüm terör ve beka söylemi son iki seçimde AK Parti ve MHP’ye istediklerini aldırmış olabilir, fakat daha mütevazı oy oranlarıyla idare etmek zorunda kaldılar. Halk Erdoğan’a güveniyor fakat parti kadrolarındaki değişim yeterli değil. 24 Haziran bunu gösterdi bana. Gelelim muhalefet cephesine. CHP’de AK Parti kanadında oluşan bu sorunlar yeni değil, yıllardır var aslında. Ama son yıllarda her seçimi kaybetmesine rağmen şurada şu kadar oyumuz arttı, iktidara şu kadar oy kaybettirdik gibi aklımızın almadığı söylem ve matematik hesaplarıyla seçmenini oyalayan bir CHP var. Onlar da seçmeni anlamıyorlar çünkü seçmenin taleplerine kulak tıkayan, hesap vermeyen bir yönetim anlayışı var. CHP’ye şuanda AK Parti’nin kendi içindeki hatalı politikaları kısa vadede kazandıran etken. Geldik İYİ Parti’ye. Kuruldu ve MHP’yi ekarte edip milliyetçi kesimi çekecek dendi ama standart anlayışa uyduğu ve küskün seçmene yeni bir şey vermediği için bana göre “emanet” statüsünde olan, büyük bölümü AK Parti olmak üzere, MHP ve CHP oylarını aldılar. Seçmeni iyi tahlil edemiyor hiçbir parti, dolaysıyla ideolojik çekişme üzerinden kısır döngü bir siyaset anlayışı Türkiye’ye hakim olmuş durumda bugün.

Tema doğru okunmalı

Yukarıda seçmen-parti ilişkisini siyaseten değerlendirdik. Tabii şuna da dikkat çekmek istiyorum; her şeyden önce bir seçime hazırlanırken, genel temayı doğru okumalısınız ki o seçimden net bir zaferle çıkabilesiniz. Son seçimlerde bu yapılmadığı için partilerin oy oranlarında ciddi düşüşlere rastlıyoruz. Şimdi 31 Mart geliyor ve ben sağda solda kararsız seçmenin arttığı yönünde duyumlar almaktayım. Belki son dönemde arttı denilen seçime katılım oranı da düşebilir. Bununla birlikte konseptin bile yanlış değerlendirilmesi söz konusu. Peşinen ifade etmek istiyorum ki bu seçim bir “yerel seçim” genel teması da “ekonomi ve geçim” faktörüdür. Seçmen bu temaya hangi oluşum yaklaşırsa, hangisi daha iyi anlatırsa onu kendisini anlamış kabul edecektir kanımca. Eğer 31 Mart’ı aday, teşkilat, parti üçgeninden bağımsız değerlendireceksek bu şekilde değerlendirmemiz lazım.

Değişim şart

Şunu görebiliyoruz mevcut argümanlar seçmeni anlamak için son derece yetersiz. Yani değişim şart diyor seçmen. Zihniyetler, anlayışlar ve argümanlar değişmeli. Mevcut argümanlar artık yetmiyor motorlar tekliyor. CHP-İYİ Parti kanadı seçmenin asıl derdi olan geçimi az çok dillendiriyor fakat alternatif çözümü yine iktidar kendisi üretiyor. Onu da “pansuman tedbir” dediğimiz geçici yöntemlerle yapmakta. Halk “siz ne yapacaksınız” gibi soruların cevabını alamadığı için destek vermiyor muhalefete. Ve önemli bir konu; bu zamana kadar AK Parti neden bekayı ısrarla dillendiriyor, diyorduk o neden sonunda belli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi tavandaki konsolidasyon(birliktelik) tabana yayılmadığı için. Lakin bu esnada kendi taban seçmeni ve onun dışında kalan seçmenin beklentisini unutuyor. Buna alternatif çözüm sunmayıp sadece eleştiren bir CHP’nin ve İYİ Parti’nin iktidar olması veya belediye yönetmesi nasıl düşünülebilir? Düşünülemez yukarıda da söyledim seçmeni anlamıyorlar, ayrıca kurdukları seçim çatısı çatlak. Adayların belli bir kısmı iyi performans olarak, lakin teşkilat ve parti yaralı. O çatlağın tabana sirayet etmeyeceğini düşünemezsiniz. İşte temel meseledir seçmeni anlamak. Seçimin çatısını doğru kurup, ideolojini doğru anlatır, halka da dokunursan seçim kazanırsın. Gerisi kısa vadeli geçici bir başarıdır. Ve unutmayın geçici başarılara aldanarak siyaset yapılmaz.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder