29 Mart 2019 Cuma

Politik Eksen: Pazara Üç Kala


PAZARA ÜÇ KALA


Evet, bugünü de sayarsak 31 Mart seçimlerine sadece üç gün kaldı. Ve kritik seçim öncesi son virajda biz de son seçim yazımızla karşınızdayız. Beş yılda beşinci seçimle birlikte nihayet 30 Mart yerel seçimleriyle başlayan o yoğun seçim maratonu nihayet bu Pazar bitecek ve kısmet olursa önümüzdeki 4,5 yıl boyunca seçim olmayacak. Herkesin istediği de zaten bu. Tabii bu biraz da son dediğimiz bu 31 Mart seçimlerinin sonucuna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Neden? Çünkü muhalefet partilerinin iyi bir sonuç alması halinde şuanda yalanlamış oldukları erken genel seçim ihtimali birkaç ay içinde yeniden gündeme gelebilir. Yeni hükümet sisteminin getirdiği düzenlemeye göre meclis, salt çoğunluk olan 360 vekil şartının sağlanması durumunda ülkeyi yeniden seçime götürebilme yetkisine sahip. Bu imkanı seçim sonrası muhalefet eğer kazanırsa erken seçim talep eder mi ihtimali açığa çıktığı için kullanmazlar fakat iki-üç aya gündeme getirmeleri pekala mümkün. İşte Cumhur İttifakı partileri AK Parti ve MHP, 31 Mart için “beka seçimi” ifadesini bu yüzden kullanmaktaydı. Sert söylemlerin, özellikle de üç büyükşehirden İstanbul ve Ankara’yı kaybetmemek, üstüne bir de İzmir’i de alabilmek için yürütülen taktiklerin ana sebebi sistemin itibarını korumak. Bunun için sert söylemlerle muhalefet partilerini ve özellikle de büyükşehirlerdeki Millet İttifakı adaylarının üzerine oynadılar, onları kavganın içine çekmeye çalıştılar. Muhalefet liderleri belli bir oranda o kavganın içine çekildi, fakat halk sorunlarını daha çok dillendirdiği ve daha yumuşak bir söylemi tercih ettiği için manevraları da ustaca yaptıkları için benim gözlemime göre dezavantajlı başladıkları yarışta şuan avantajlı konuma geçtiler. Çünkü gerek CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gerekse de İYİ Parti lideri Meral Akşener bu konuda antrenmanlılar. Onlar bu ortamı 16 Nisan’dan bildikleri için yine o dönem açtıkları iktidar muhalefeti terörist ilan ediyor söylemi üzerine, tank palet fabrikası üzerinden milliyetçilik, ekonomi ve işsizlik gibi kartları da eklemek suretiyle çeşitli algılar oluşturdu ve bu algılar üzerinden kampanyalarını yürüttüler. Ancak Erdoğan ve Bahçeli düşmanlığı üzerinden gitmeleri muhalefetin geçmişte de olduğu gibi yaptığı hatalardan biriydi. Çünkü Cumhur İttifakı’nın da bu konuda ve 16 Nisan’dan antrenmanlı olduğunu söyleyebiliriz. Şuan halk güveni konusunda birçok alanda sıkıntı var partilerin, ülkenin ve medyanın durumu ve tavrından ötürü. Muhalefetin yeniden açtığı kartlara karşı hamleyi ustaca yaptılar. Tabii zaman zaman kutuplaştırıcı söylem kullanmaları onlar adına ciddi bir hata oldu. Özellikle terör polemiği çok canını yakmıştı 24 Haziran ve 16 Nisan’da AK Parti’nin. O yüzden dikkat etmeye çalışıyor Erdoğan ve Bahçeli. Son dönemde beka kavramıyla seçimi ilişkilendirme konusunda da daha ikna edici oldular gibi. Çok ortada gittisi geldisi sürekli değişen bir seçim süreci yaşadık anlayacağınız. Ve pazara üç kala halk neye göre karar verecek hala kimse bilmiyor, bilemiyor.


Kararsızlar belirleyecek



Özellikle dar gelirli vatandaşın geçim sıkıntısı yaşadığı dönemde seçime gidilmesi başta büyük infial oluşturdu. Efendim millet geçim derdinde siz hala seçimi konuşuyorsunuz gibisinden. Yani milletin cebi yanmış, zamlardan, şundan veya bundan; kim buna çözüm üretir onu aramaktaydı. Çevreden aldığım duyumlar yaklaşık yüzde 13 civarında kararsız bir seçmen olduğu yönünde ki bu zamana kadar ki en yüksek oran bu. Bu kesimin sandığa gidip gitmemesi, giderse hangisinden yana tercih etmesi bence sonuç açısından belirleyici olacak. O yüzden liderler, özellikle de Cumhur İttifakı partileri AK Parti ve MHP; kırgınlık, dargınlık ve küskünlüğü şimdilik bir kenara bırakıp sandığa gidin diyorlar. Yani bu durumun pek çok vatandaş gibi onlar da farkında.



Geçmişten farklı olmaz

Bence seçim sonucu ve sonrasındaki ortam; çok olağandışı bir durum gelişmez, başka bir ifadeyle sürpriz bir sonuç olmazsa herhangi bir ilde, özellikle büyükşehirlerde, geçmişten farklı olmaz. İstanbul ve İzmir’de sürpriz yaşanmayacak gibi lakin Ankara konusunda herkes gibi ben de temkinliyim. Her an her şey olabilir Ankara’da. Ve de Bursa, Antalya. Muhalefetin buralarda oluşturduğu mağduriyet algısı sonuca etki edebilir. Yine de ne olacağını kestiremiyoruz tam olarak. Üç gün sonra akşam neler olacak hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder