2 Nisan 2019 Salı

Politik Eksen: Akılalmaz Bir Matematik


AKILALMAZ BİR MATEMATİK

Ne seçimdi ama demek geliyor içimden çünkü daha önce böyle bir seçim görülmedi. Olağandışı gelişmelerin ardı arkasının kesilmediği bir seçim yaşadık neticede bitti. Kimilerine göre “zafer” oldu bu seçim kimilerine göre yine “zafer”. Şunu bir kez daha gördük ki ne sonuç çıkarsa çıksın Türkiye’de hiçbir seçimin kaybedeni olmuyor. Bütün siyasiler aklımızın almadığı bir matematik anlayışıyla hareket etmek suretiyle, “işte falanca yerde oylarımız arttı, filanca yerde birinci biziz” gibi olağandışı söylemlerle kendi kendini aklayabilen ve de kabullenilmiş bir siyasi sistem söz konusu. Salt seçim sonuçlarına hiç girmeyeceğim çünkü girersem içinden çıkamayacağım bir denklem söz konusu. Hele ki de İstanbul, Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu arasında gitti geldi sonuçta ipi göğüsleyen İmamoğlu oldu gibi gözüküyor. Seçim sonuçları özellikle İstanbul ve Ankara’da daha çok su kaldıracaktır, kanımca buradan ateşlenecek tartışmalar da hafta boyunca sürecektir. Genel fotoğrafa baktığımızda beka söyleminin eleştirdiğimiz üzere halk nazarında da tutmadığı görülebiliyor. Ve saldırgan tutumlara karşı daha sağduyulu, polemiklerden kaçınan ve ekonomiyi merkeze alan söylemin galip geldiği de bir gerçek. Örneğin Ankara’da Mansur Yavaş, polemiğe girmediği ve sahte senet olaylarında mağduriyetini halka ispatladığı için çok şaibeli olmayan bir sonuçla Ankara’yı kazanmasını bildi. Tabii kazananların neden ve nasıl kazandığı, kaybedenlerin de neden ve nasıl kaybettiği konusunda birçok değişken faktör söz konusu. Bunlardan bazılarını ekonomi ve işsizlik faktörü, AK Parti içindeki AKP’liler faktörü, HDP ve SP faktörü, hukuki malzemelerin seçim malzemesine çevrilmesi faktörü olarak sıralayabilmek mümkün. Sandık oyunları da henüz bitmedi daha kim bilir aklımızın almadığı neler göreceğiz?

Seçimin iki doğrusu

Hatırlayın doğruluk ve gerçeklikle ilgili bir yazı kaleme almıştım. Orada doğru ve gerçeğin birden fazla olduğundan söz etmiştim. İşte seçimlerde de iki tür doğru var; Siyasetin doğrusu ve halkın doğrusu. Siyasetin doğrusu halkın doğrusuyla ne kadar örtüşürse, yürütülen strateji o kadar başarılı olur. Bu doğruya Millet İttifakı daha çok yaklaştığı, başka bir ifadeyle siyasetin doğrusuyla halkın doğrusunu en uyumlu kılan stratejiyi yürüttüğü için İzmir’in kaybetmedi, Ankara ve İstanbul’u da kazandı. Yine hatırlayınız temayı doğru okumak gerekli demiştim geçmiş bir yazımda. CHP ve İYİ Parti temayı yüzde yüz olmasa bile doğru okuduğu için oylarında artış yaşandı. Bu arada itirazlar sonucu değiştirebilir fakat her ne olursa olsun kazanan tarafın acele etmemesi, kaybeden tarafın da bükemediğin bileği öpeceksin anlayışıyla, sandıktan çıkan halk iradesine saygı duyması ve kazananı tebrik etmesi gerekir.

Seçim gündemden düşsün

Türkiye’de ilginçtir ama gerçektir de aynı zamanda, her zaman seçim odaklı bir gündem anlayışı yürütülmekte. Bu bir seçim bittikten sonra da böyle devam eder ve gündem, bir sonraki seçim yıllar sonra olsa bile ona göre şekillenir. Tamamen ülkemizdeki siyasilerden ve siyaset kurumundan kaynaklı bir durum bu tabii. Artık bu düzen değişmeli diyorum ben. Ülkemizin siyasilerine sesleniyorum; sizler bilinçli insanlarsınız, neyin ne olduğunu biliyorsunuz. Dolayısıyla şu seçim lafını çok rica ediyorum artık gündemden düşürün. Vatandaş beş yılda beş seçim geçirdi ve sürekli bu sözü duymaktan artık yoruldu, bıktı. Artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi 4,5 yıl kesintisiz icraat dönemi var önümüzde. Cumhurbaşkanı sözüne sadık kalmalı, diğer siyasilerde iktidarıyla muhalefetiyle bu söze riayet etmek suretiyle, seçim sonuçları kesinleştikten sonra kayıtsız şartsız geçime odaklanılmalı. Bakın bu süreçte devamlı ekonomi gündemdeydi örneğin, buna yoğunlaşılmalı. Önümüzdeki süreç siyaset için bir sınavdır. Göreceğiz, acaba bu sınavdan geçecekler mi yoksa kalacaklar mı?

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder