BU
İŞTE VAR BAŞKA BİR İŞ

Seçim
nihayet bitti fakat İstanbul muamması daha sürecek gibi. Dün ortaya atılan
usulsüzlük iddialarından bahsediyorum. İlginç şeyler oluyor, daha da olacak
gibi. Bildiğiniz gibi İstanbul’da kesin olmayan seçim sonuçlarına göre CHP’nin
adayı Ekrem İmamoğlu kazandı. Ancak AK Parti kanadından sandıklarda oylar
sayılıp tutanaklara işlenirken, belgeleri de gösterilen usulsüzlük yapıldığı
şeklinde bir itiraz geldi. Yani sandıktan çıkan halk iradesine ipotek konulması
durumu söz konusu. İlk anda çok fazla önemsemedim, nasıl olsa iddia sahibi
iktidar medyası ve rutindir her seçim sonrası olur böyle itirazlar ama kayda
değer bir şey çıkmaz diye. Çünkü geçmiş seçimlerde genelde böyle oldu. Ancak bu
kez başka. Nasıl vardın bu kanıya derseniz açıklayayım; iddianın başka
mecralarda da sıkça dillendirilmesi ve Ekrem İmamoğlu’nun aceleyle “İstanbul’u
bizim kazandığımız ortada” şeklinde telaşlı bir açıklama yapması işi
değiştirdi. Mademki bir şüphe yok, İmamoğlu neden böyle bir açıklama yapma
gereği duydu? Neden İmamoğlu ve CHP kurmayları anında bir oldubitti ile seçim
sonuçlarının dikkate alınmasını istiyor? Şuna dikkatinizi çekmek istiyorum Binali Yıldırım olgun bir
siyasetçi, dedi ki “Tebrik etmesini biliriz ama sürecin devam ettiğini söylemekte
fayda var”. Sandık sonucunu kabul edemeyecek kadar çizgisi kaymış bir siyasetçi
de olmadı hiçbir zaman Yıldırım. Oysa Ekrem İmamoğlu’nu daha yeni tanıyoruz
siyaset arenasında. İlk hatırlayın sonuçlar 50-47 Yıldırım’ın lehine devam edip
açılan sandık oranı yüzde 88-90’a dayanınca İmamoğlu daha o zaman ilk basın
açıklamasında “Manipülasyon var” diye konuştu. Ardından yarış kafa kafaya
gelip, üstüne bir de Anadolu Ajansı veri akışını durdurunca “53-44 ben kazandım”
ifadesini kullanması sizce de garip değil mi? Son açıklamadaki sayılar CHP
verileri. Yüksek Seçim Kurulu verileriyle yine uyuşmuyor. Yani şüphe çekecek çok
davranışı var CHP ve Ekrem İmamoğlu’nun. AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram
Şenocak, düzenlediği basın toplantısında iddia edilen usulsüzlükleri, belgelerini
göstermek suretiyle açıklamaya çalıştı. CHP’den sözcü Faik Öztrak kanalıyla
belgelerin düzmece veya sahte olduğuna dair kanıtlı bir açıklama yerine “Sandıkta
kazandığımızı masada kaybedecek değiliz” açıklamasının gelmesi de durumu
şüpheli kılan bir başka gelişme. Bekleyip görelim, neden acele ediyorsunuz?
Bırakın herkes ivedilikle işini yapsın, çıkan sonuca zaten herkes saygı duymak
zorundadır.
Gerçekler saklanamaz
Bakınız
gerçekler saklanamaz, muhakkak ortaya çıkar. Şu söz her zaman karşılığını
bulmuştur; gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Bu
bahsettiğim durum Ekrem İmamoğlu için de geçerli. Madem CHP verileri yüzde 53’ü
gösteriyor, o halde İmamoğlu’nun kalan 6 puanlık hakkının da araştırılması, çalınmış
hakkı varsa teslim edilmesi gerekir. Oysa bunun peşine düşmedi İmamoğlu ve CHP
yönetimi. Eminim bu yazıyı okuduktan sonra bana “Sen tarafsız değilsin
iktidarın tarafını tutuyorsun” diyebilirsiniz ama sadece görünenler ve olanlar
üzerinden değerlendirme yapmaktayım. Görünen gelişmeler de bize şaibe
izlenimini fazlasıyla vermekte. Yani bu işte gerçekten var başka bir iş.
Teşkilatın hatası
En
son AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz
da tutanaklarda bilinçli kaydırmalar yapıldığını aktardı. Yine belgeleriyle
ispatlamak suretiyle tabii. Bakınız ne Şenocak’ın ne de Yavuz’un basın
açıklaması yaşanan anlık olaylar üzerine sinirle yapılmış bir açıklama değil.
Mesela Ekrem İmamoğlu’nun gelişen son dakikalar üzerinden gerginliğini yüzünden
okuyabiliyorsunuz. Sakin kalamıyor seçim sürecinde devamlı olarak gülen yüzüyle
insan içinde dolaşan bu insan. AK Parti cephesine geri dönecek olursak; bu
şaibenin oluşmasında AK Parti İstanbul İl Teşkilatı’nın hatası büyük rol oynadı.
Eğer teşkilat işini doğru yapsa, sandık müşahitleri de takip etseydi neler
oluyor neler bitiyor bunlar olmazdı. Demek ki teşkilatlarda metal yorgunluğu
devam ediyor. Ya da teşkilat içine yerleştirilen AKP’liler temizlenemedi.
Bunlar benim öngörülerim. Son sözüm şudur çalınan hak yerini bulsun, İstanbul’u
yönetmek Binali Yıldırım'ın hakkıysa teslim edilsin. Eğer İmamoğlu’nun hakkıysa şayet, ona
da varsa çalınan hakkı teslim edilsin ve herkes halkın sandıkta tecelli
eden bu kararına saygı duysun.
Muhammet
YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder