BU
TELAŞ NİYE?
Artık
neredeyse hiç şüphem kalmadı. Çünkü bir iki gündür yoğun bir şekilde, sandıkta
usulsüzlük yapıldığına dair iddialar kuvvetlenince araştırma yapıyor bütün
haberleri, videoları, sosyal medyayı adım adım tarıyor, gerekirse tekrar tekrar
izliyorum. Manzara gösteriyor ki muhalefet partileri lehine İstanbul’da bir
usulsüzlük yapılmış. Ve bunu müşahitler ve seçim kurullarını ayarlanmak
suretiyle yapmışlar. Hatırlayın önceki “Bu İşte Var Başka Bir İş” adlı yazımda
Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu ve muhalefet cephesindeki birçok
yöneticinin telaşa kapıldığını, sonuçlar aleyhlerine işlerken manipülasyon
yapıldığı iddiasını ortaya atıp, kendi verilerine göre yüzde 53-44 olduğunu
anlatmış, sonra sonuç lehlerine dönünce bir anda o yüzde 53’lük haklarından
vazgeçip kazandım zehabıyla alel acele mazbata talebinde bulunmasının şüpheli
davranışlar olduğunu yazmıştım. Buradan devam edelim çünkü konuyla ilgili yeni
gelişmeler var. Buna karşın AK Partili yöneticiler bir anda çıkıp sonuç
aleyhlerine dönünce usulsüzlük yapıldı demediler. Araştırılmış, belgelenmiş ve
karşı cephenin de yalanlayamadığı iddiaları dile getirdiler. Talep üzerine bazı
yerlerde bütün oylar, bazı yerlerde de geçersiz oyların sayımına başlandı. Gece
yarısı bir anda CHP tarafından bu yeniden sayım olayının durdurulması için
tedbir kararı aldırıldığı bilgisi geldi. AK Parti’nin itirazıyla olağanüstü
toplanan Yüksek Seçim Kurulu tedbir kararını anında oy birliğiyle kaldırdı. Bir
kez daha soruyorum muhalefet cephesine mademki her şey yasal, neden o zaman
hukuki sürecin işlemesine mani oluyor, bir anda işi oldubittiye getirmeye
çalıyorsunuz? Bekleyelim süreç işlesin herkes ivedilikle seçim akşamı yerine
getirmediği sorumluluğunu yerine getirsin, çıkan sonuç sandığın meşru
iradesidir zaten. Ve belki de asıl çalınan hak Binali Yıldırım’ın değil
İmamoğlu’nun hakkıdır ve şayet öyleyse de teslim edilmesi gerekir. Yani bu telaş
niye? YSK Başkanı Sadi Güven sürecin devam ettiğini bildirdi son olarak. Belki
de ben yanılıyorum. CHP’li arkadaşlarım, dostlarım ve kardeşlerim bana
kızabilirler, alınabilirler veya küsebilirler fakat cevabım şudur; sadece
araştırarak edindiğim izlenimimi okuyucumla paylaşıyorum.
Tweet ve dönüş
CHP
Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, atmış olduğu tweetinde her açılan sandıkla
İmamoğlu’nun oyunun arttığını söyledi. Ekrem İmamoğlu da “Adalet istiyoruz,
mazbatamızı talep ediyoruz” dedi bunun üzerine. Dün de her itiraza saygı
duyduklarını açıkladı. Bakın bir tezat daha. Dün söyledikleri bugünküyle
tutmadı, kendileriyle çeliştiler. En son Kemal Kılıçdaroğlu da mazbatanın hemen
verilmesi çağrısı yaptı. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, birbirini
dengeleyemeyen tutarsızlıkların ardı arkası kesilmiyor. Peki AK Parti ne yapıyor?
Süreci dikkatle takip etmekteler ve doğal olarak muhalefet cephesinin süreç
tamamlanmadan mazbata verilmesi talebine karşı çıkmaktalar. Neticede hukuksal
süreç devam ediyor, dolayısıyla baltalanmasını istemiyorlar. Cumhur İttifakı’nın
adayı Binali Yıldırım’da gelişmelere ilişkin suskunluğunu dün bozdu gayet
ılımlı ve itidalli bir şekilde “Süreç işlesin, kazanırsa onu ilk ben tebrik
edeceğim, ancak tersi olursa benim de ondan tebrik beklemek en doğal hakkımdır”
dedi. Yapması gereken açıklama da zaten buydu benim düşünceme göre. Ki Binali Yıldırım
o olgunluğa fazlasıyla sahip bir siyasetçi.
Anıtkabir ve ABD tezatı
Tabii
tezatlar zinciri ne yazık ki bunlarla da bitmiyor. İmamoğlu’nun sonuç
kesinleşmeden, Anıtkabir’i “İBB Başkanı” sıfatıyla ziyaret etmesi ve Anıtkabir
özel defterine de bu sıfatla imza atması başka bir tezat. Usule uygun değil
personeli kandırıp kesin sonuç çıkmadan bu sıfatı kullanmak çünkü kayıtlara
resmi bir ziyaret olarak geçmekte. Dolayısıyla Yıldırım’ın ve AK Parti cephesinin
tepki göstermesi normal. Kaldı ki kendi aday çıkarsa da örtülü olarak Ekrem
İmamoğlu’na destek veren Saadet Partisi de durumu kınayanlardan. Son olarak dış
mihrak etkisine değinip bitiriyorum; ABD Dışişleri hiçbir şekilde yorum yapma
yetkisine sahip olmadığı ülkemizdeki seçimlerle ilgili neden “Seçim sonuçlarını
tanıyın, süreci durdurun” çağrısı yapıyor? Bu onların haddine değildir. Şuanda
usulsüzlük şüphesinin olduğu her yerde hukuki sürecin işlemesi demokratik bir
zorunluluktur. Bu şüphenin varlığının tartışıldığı yer de muhalefet cephesinin
topyekün “Hemen mazbatayı verin, sonuçları tanıyın, adalet istiyoruz” gibi
kendilerini sanki gizledikleri bir şey var da bunu saklıyormuşçasına ele veren
naralar atması da hayret vericidir.
Muhammet
YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder