4 Nisan 2019 Perşembe

Politik Eksen: Bu Telaş Niye?


BU TELAŞ NİYE?

Artık neredeyse hiç şüphem kalmadı. Çünkü bir iki gündür yoğun bir şekilde, sandıkta usulsüzlük yapıldığına dair iddialar kuvvetlenince araştırma yapıyor bütün haberleri, videoları, sosyal medyayı adım adım tarıyor, gerekirse tekrar tekrar izliyorum. Manzara gösteriyor ki muhalefet partileri lehine İstanbul’da bir usulsüzlük yapılmış. Ve bunu müşahitler ve seçim kurullarını ayarlanmak suretiyle yapmışlar. Hatırlayın önceki “Bu İşte Var Başka Bir İş” adlı yazımda Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu ve muhalefet cephesindeki birçok yöneticinin telaşa kapıldığını, sonuçlar aleyhlerine işlerken manipülasyon yapıldığı iddiasını ortaya atıp, kendi verilerine göre yüzde 53-44 olduğunu anlatmış, sonra sonuç lehlerine dönünce bir anda o yüzde 53’lük haklarından vazgeçip kazandım zehabıyla alel acele mazbata talebinde bulunmasının şüpheli davranışlar olduğunu yazmıştım. Buradan devam edelim çünkü konuyla ilgili yeni gelişmeler var. Buna karşın AK Partili yöneticiler bir anda çıkıp sonuç aleyhlerine dönünce usulsüzlük yapıldı demediler. Araştırılmış, belgelenmiş ve karşı cephenin de yalanlayamadığı iddiaları dile getirdiler. Talep üzerine bazı yerlerde bütün oylar, bazı yerlerde de geçersiz oyların sayımına başlandı. Gece yarısı bir anda CHP tarafından bu yeniden sayım olayının durdurulması için tedbir kararı aldırıldığı bilgisi geldi. AK Parti’nin itirazıyla olağanüstü toplanan Yüksek Seçim Kurulu tedbir kararını anında oy birliğiyle kaldırdı. Bir kez daha soruyorum muhalefet cephesine mademki her şey yasal, neden o zaman hukuki sürecin işlemesine mani oluyor, bir anda işi oldubittiye getirmeye çalıyorsunuz? Bekleyelim süreç işlesin herkes ivedilikle seçim akşamı yerine getirmediği sorumluluğunu yerine getirsin, çıkan sonuç sandığın meşru iradesidir zaten. Ve belki de asıl çalınan hak Binali Yıldırım’ın değil İmamoğlu’nun hakkıdır ve şayet öyleyse de teslim edilmesi gerekir. Yani bu telaş niye? YSK Başkanı Sadi Güven sürecin devam ettiğini bildirdi son olarak. Belki de ben yanılıyorum. CHP’li arkadaşlarım, dostlarım ve kardeşlerim bana kızabilirler, alınabilirler veya küsebilirler fakat cevabım şudur; sadece araştırarak edindiğim izlenimimi okuyucumla paylaşıyorum.

Tweet ve dönüş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, atmış olduğu tweetinde her açılan sandıkla İmamoğlu’nun oyunun arttığını söyledi. Ekrem İmamoğlu da “Adalet istiyoruz, mazbatamızı talep ediyoruz” dedi bunun üzerine. Dün de her itiraza saygı duyduklarını açıkladı. Bakın bir tezat daha. Dün söyledikleri bugünküyle tutmadı, kendileriyle çeliştiler. En son Kemal Kılıçdaroğlu da mazbatanın hemen verilmesi çağrısı yaptı. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, birbirini dengeleyemeyen tutarsızlıkların ardı arkası kesilmiyor. Peki AK Parti ne yapıyor? Süreci dikkatle takip etmekteler ve doğal olarak muhalefet cephesinin süreç tamamlanmadan mazbata verilmesi talebine karşı çıkmaktalar. Neticede hukuksal süreç devam ediyor, dolayısıyla baltalanmasını istemiyorlar. Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’da gelişmelere ilişkin suskunluğunu dün bozdu gayet ılımlı ve itidalli bir şekilde “Süreç işlesin, kazanırsa onu ilk ben tebrik edeceğim, ancak tersi olursa benim de ondan tebrik beklemek en doğal hakkımdır” dedi. Yapması gereken açıklama da zaten buydu benim düşünceme göre. Ki Binali Yıldırım o olgunluğa fazlasıyla sahip bir siyasetçi.

Anıtkabir ve ABD tezatı

Tabii tezatlar zinciri ne yazık ki bunlarla da bitmiyor. İmamoğlu’nun sonuç kesinleşmeden, Anıtkabir’i “İBB Başkanı” sıfatıyla ziyaret etmesi ve Anıtkabir özel defterine de bu sıfatla imza atması başka bir tezat. Usule uygun değil personeli kandırıp kesin sonuç çıkmadan bu sıfatı kullanmak çünkü kayıtlara resmi bir ziyaret olarak geçmekte. Dolayısıyla Yıldırım’ın ve AK Parti cephesinin tepki göstermesi normal. Kaldı ki kendi aday çıkarsa da örtülü olarak Ekrem İmamoğlu’na destek veren Saadet Partisi de durumu kınayanlardan. Son olarak dış mihrak etkisine değinip bitiriyorum; ABD Dışişleri hiçbir şekilde yorum yapma yetkisine sahip olmadığı ülkemizdeki seçimlerle ilgili neden “Seçim sonuçlarını tanıyın, süreci durdurun” çağrısı yapıyor? Bu onların haddine değildir. Şuanda usulsüzlük şüphesinin olduğu her yerde hukuki sürecin işlemesi demokratik bir zorunluluktur. Bu şüphenin varlığının tartışıldığı yer de muhalefet cephesinin topyekün “Hemen mazbatayı verin, sonuçları tanıyın, adalet istiyoruz” gibi kendilerini sanki gizledikleri bir şey var da bunu saklıyormuşçasına ele veren naralar atması da hayret vericidir.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder