KADININA SAHİP ÇIK, DEĞER VER
Bugün 8 Mart. Yani Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Dünya Kadınlar Günü’dür aslı fakat bizde Lenin dönemi Rusya’sında olduğu gibi emekçi ifadesiyle birlikte kullanılmak suretiyle anılır. 8 Mart 1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında grevde olan kadın işçilerin, polisin onlara saldırması ve fabrikanın arka tarafında çıkan yangın neticesinde önde kurulan barikatlardan kaçamaması neticesinde 120 kadın işçi can vermiş, cenaze törenine 10 bini aşkın kişi katılmıştı. Tarihi tam olarak saptanamamakla birlikte ilk olarak Almanya’da 8 Mart, bu olaydan ötürü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlandı. Daha sonra Rusya’da Lenin, 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanması önerisini getirdi. En sonunda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977’de 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasını kabul etti. Fakat BM internet sitesinde, ABD’de yaşanan o olaydan ötürü, 8 Mart’ın kadınların günü olarak anıldığına dair bir bilgi paylaşılmadı. Türkiye’de de 1921’den bu yana 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanır. Şimdi buraya kadar anlattıklarım akıllara şu soruyu getirmiş olabilir; Amerika’da yaşanmış elim bir hadiseden çıkmış bir günü biz neden kutluyoruz? Cevabı şu, ataerkil yani erkek otoritesine sahip bir yapıya sahip olsak bile Türk toplumunda kadın her zaman çok önemli bir yere sahiptir. Geçmişten bugüne kitapları incelerseniz bunun kanıtları olan bilgilere ulaşabilirsiniz. Biz kadının toplumdaki konumunu ve kadın haklarının önemini vurgulamak için bugünü özel bir gün olarak kabul ediyor ve kutluyoruz. Ancak yakın geçmişteki kadın cinayetleri sabıka raporumuza baktığımızda bu tez bir nevi çürüyor gibi. Neden? Bakın benim aklıma kadın cinayetleri deyince hiç unutmadığım üç isim geliyor aklıma; Münevver Karabulut -ki en unutamadığım cinayettir-, Özgecan Aslan ve Helin Palandöken. Özgecan cinayetinden sonra bir ara kadın cinayetlerinde ne yazık ki inanılmaz bir artış yaşandı. 1369 kadın öldürülmüş o cinayetten sonra. Pek çok cinayetin nedeni ise tecavüz, cinsel istismar ve kıskançlık. Kadına hak eden değeri vermemiz gerek. İşte biz de Kırmızı Alan olarak, 8 Mart’ta farkındalık oluşturması için “Kadınına Sahip Çık, Değer Ver” diyoruz. Kadının insanlığın yarısı hatta daha fazlası olduğuna inanıyoruz.
Kadın bir simgedir
Kadın
bir toplumda soyut veya somut pek çok şeyin simgesidir. Örneğin düzen. Bir
toplumda, bir evde veya işyerinde fark etmez herhangi bir yerde düzeni sağlayan
kişi kadındır. Çünkü beyin yapısından ötürü her şeyi en ince ayrıntısına kadar
düşünebilir. Kadınımıza sahip çıkmalıyız değerli ülkemin kıymetli mensupları.
Kadına değer verilmeyen yerde insanlık yarım kalmıştır bana göre. Türkiye’de
kadın cinayetlerinin önünü almak, kadını hak ettiği statüye ve değere tekrar
kavuştumak için yapılabilecek bir çok şey var. Mesela toplumsal farkındalık
için kadın dernek ve federasyonları daha aktif çalışmalar içine girebilir. Ben
baktığım zaman bu yönde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarını sadece
kadına şiddet olayları yaşandığı zaman olayın sıcağında adliye önlerinde
toplanıp protesto gösterisi düzenlemek veya bildiri yayınlayıp dağıtmak dışında
bir fonksiyon gösteremiyor. Bu tip örgütler sadece kadınlara özel günleri
kutlamak, veya protesto gösterisi düzenlemek için mi vardır? Mesela genel
olarak toplumu ya da en azından kadınları bilinçlendirmek adına belli birtakım
çalışmalar yürütebilirler.
Devlet destek olmalı
Gelelim
işin devlet boyutuna. Zira kadın hakları ve kadınlarımızın toplumdaki yerinin
ve öneminin giderek azalması ve kadın cinayetlerinin artmasında devletin de
bence kusuru var. Örneğin iyi hal yasası dediğimiz bir yasa vardı hatırlayın.
Bu yasayı fırsat bilen bazı azılı mahkumlar deyim yerindeyse ekmek su gibi
kadınlara tecavüz etmeye veya onları öldürmeye başladı. Neyse ki son dönemde
önü biraz olsun alınabiliyor. Aslan ailesinin Özgecan cinayetinden sonra gayet
mantıklı şöyle bir önerisi olmuştu “Toplumu bilinçlendirmek adına bir Özgecan
yasası çıkarılsın”. Neden meclis bunu değerlendirmedi? Mani neydi ki yeni
Özgecan benzeri olaylar yaşanmasın? Anlatmak istediğim devlet de destek olmalı.
Devletin olduğu yerde kanun vardır dolayısıyla kural kaide vardır. İşte o
kurallar kadınlarımız için de olmalı. Kadınımıza sahip çıkılmalı. Bu vesileyle
bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder