11 Şubat 2019 Pazartesi

Politik Eksen: Beka, İktidar ve Muhalefet



BEKA, İKTİDAR VE MUHALEFET

Aslında farklı bir konuyu yazmamız gerek fakat gündem ve bültenlerin yönlendirdiği bir çizgide hareket ettiğim için o bağlamdan kopmamak adına bu hafta biraz daha irdelemek adına ele aldığım konu yine beka ve geçim olacak. İki hafta kadar önce “Neden Beka Sorunu” isimli yazımda bekayı kapsamlı bir şekilde anlatmıştım. Kısaca o yazıyı özetleyip sonra yine buradan devam etmek gerekirse Türkiye’nin beka sorunu içimizde kol gezen ve güney sınırında faaliyet gösteren terör örgütleridir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geleceği açısından olaya bakmaya ve daha çok sistemin prestiji üzerinden bekayı anlatan bir strateji yürütmeye çalışıyor. Bu bana kalırsa yanlış. Çünkü ekonomik durumumuzun çok iyi olmadığı bir ortamda, halkın taşerona kadro, meyveye sebzeye zam geldi, köprü ve otoyollara “sehven” zam yapıldı yaygarasını kopardığı bir noktada, ulusal bekayı tartışmaya açmak suretiyle bir seçim kampanyası yürütmek akla mantığa uyan bir yaklaşım değil. Üstelik AK Parti seçimlere “Gönül Belediyeciliği” gibi son derece anlamlı bir temayla çıktı ve “Memleket İşi Gönül İşi” dedi. Bu ne demek; belediyeler gönüllere girecek ve millete gönülden hizmet etmeyi amaç edinecek. Fakat gündemde yer alan haberler “Gönül Belediyeciliği” temasının daha işin başında sözde kaldığını göstermekte. MHP’ye bakalım, onlar zaten belirledikleri sloganla baştan yerel seçimlerle çok ilgilenmediklerini, daha çok ittifak ve sistemin geleceğini düşündükleri söylem ve davranışlardan anlaşılabiliyor. Lakin, Millet İttifakı partileri Cumhur İttifakı’nın tuzağına her an düşebilir. Neden? CHP’li Özgür Özel’in beka tartışmasına ilişkin yapmış olduğu “1923’te Cumhuriyetin ilanı ile beka sorunu bitti” açıklaması da doğru olmamakla birlikte milli meseleleri önemseyen kesimler adına talihsiz bir açıklama. Yine de halkın geçim meselesinin çok yoğun bir şekilde konuşulduğu bir ortamda çok fazla dikkate alınacağını sanmıyorum. Burada asıl mesele yönlendirilmiş gündeme alet olup olmamakla ilgili bir mesele. Millet İttifakı’nın beka söylemine antitez oluşturmaya çalışması istemeden bile olsa oraya doğru savrulmanın ilk adımı olabilir.

Muhalefet çatısı çatlak

Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan Sivas’tan başlayarak seçim mitinglerine startı verdi. Orada da en çok beka söylemi öne çıktı. Domates, sivribiber, ıspanak diyenlere beka ile cevap verdi. Yani yine milli meseleleri köpürtmeye çalışarak halkın duygularına hitap etmek istedi. Ayrıca o mitingde KİT(Kamu İktisadi Teşekkülleri)’lere kadro diye bağıran grubu provokatör olarak niteledi. Bakın halkın derdi seçimden çok geçim diye boşuna demiyoruz. Onun için sayın Cumhurbaşkanı adına talihsiz bir davranıştı diyebiliriz. Diğer yandan kabine de zam söylemleriyle çok açık vermekte. Peki Millet İttifakı’nı da biraz masaya yatıralım, acaba onlar ne yapıyor? Hiçbir şey. Hala aday belirlemekle meşgul. Sağda solda istifa rüzgarları esiyor. Bakın sırf tepedeki yönetimlerinin başarısızlığı ve süreci iyi yönetememesi ve önüne altın tepside sunulan birçok fırsatı değerlendirmeyip elinin tersiyle itmesinden dolayı CHP ve İYİ Parti bu seçimde oy kaybına uğrayabilir. Eğer zaten 24 Haziran sonrası süreçte partiye cephe alan ama seçimler adına bunu bile sineye çeken taban ikna olmaz, bir de AK Parti üzerine beka gibi milli meseleler ve parti ideolojisini iyi anlatmak suretiyle, belediyeciliği bunun üzerinden ilişkilendirmeyi başarırsa tablo onlar açısından vahim olur. Bakın çok tecrübeli bir gazeteci seçimin çatısı üç ana unsurdan oluşur demişti. Nedir onlar; aday, teşkilat ve parti. CHP ve İYİ Parti’de özellikle üç büyükşehir üzerinden değerlendirirsek adayların kendi performansları başarılı denilebilir, halka dokunabiliyorlar gördüğüm kadarıyla. Öyle ki Erdoğan doğrudan bu adayları hedef alıyor, adaylar çok iyi manevra yapmak koşuluyla o saldırıları geri püskürtebiliyor. Böylece aslında dezavantajlı görünen bir durumu avantaja çevirmeyi bildiler. Ancak tam bir uzlaşmayla gelmedi bu adaylar. Teşkilat deseniz ilçe adayları belirlenirken sert tartışmalar oldu. İstifa edenler veya istifa edip geri çekenler oldu vs. İki partide de tartışmaların ardı arkası kesilmedi, üstüne üstlük bunlar kamuoyuna yansıdı. Dolayısıyla muhalefet çatısında çatlak var. Bakın iktidarda bu tartışmalar olmadı. Adaylar belirlendi, üzerinde uzlaşıldı, teşkilat şuanda sahada çalışıyor, aynı şekilde parti de sahada ideolojisini anlatıyor. Bu pencereden baktığımızda ibre Cumhur İttifakı’ndan yana. AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın kaybedeceği nokta milli meseleler ve beka sorununu hükümet sistemi üzerinden anlatıp, halkın ekonomisi, sorunları ve geçim derdine çok fazla odaklanamama olacaktır. Millet İttifakı ise teşkilat ve parti başarısızlığı, alternatif çözüm üretmemesi ve ideolojik düşmanlıkla hareket etmesinden yana kayıp yaşayacaktır. Halk böyle bir ortamda bana kalırsa ya kararsız kalacak, ya da en son parti ideolojisini değerlendirecek ve buna göre bir karar verecektir.

Muhammet YILMAZ

1 yorum:

  1. Ak Parti İstanbul ve Ankara'yı kaybetsin diye, bütün dış gudumlu mihraklar avuçlarını ovuşturarak bekliyor. Gerçekleşeceğini sanmıyorum ama velev ki öyle bir şey olursa o zaman icimizdeki hainleri sari yelek giydirerek piyasaya sürecekler.. İste beka sorunu budur bence.. Ama inşallah avuçlarını yalayacaklar. Güzel yazin için tebrik ederim ama bir de bu cepheden bakarsan sevinirim..

    YanıtlaSil