TANZİM
SATIŞ, TANZİM EKONOMİSİ VE İŞSİZLİK
Halkın
geçim derdinin had safhada olduğu bir noktada, eskiden de uygulanan bir model
uygulanmaya başlandı; Tanzim satış. İşte bu model üzerinden uygulanan bir
ekonomi politikası, yeni bir terimle anlatacak olursak bir “tanzim ekonomisi”
halk nezdinde şuan dolaşımda. O yüzden ekonomiyi detaylıca konuşmak gerek.
Kabine yetkililerinden hep ekonominin iyiye gittiği yönünde açıklamalar
okuyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan
ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ağız birliğiyle aynı şeyleri
söylüyor. Devletin ekonomisi iyi olabilir, ama halkın ekonomisi iyi değil.
Halkın ekonomisi iyi olsaydı tanzim ekonomisi tedbiri alınmazdı. Piyasada
birtakım stokçular ve fırsatçılar nedeniyle fiyatlar yükseldi, buna mani olmak
için tanzim ekonomiye geçildi. Geçici olarak işe yaradığını söyleyebiliriz,
kısa vadede fiyatlar belli oranda düştü, fakat bu durum kendi halinde satış
yapan esnaf ve pazarcıyı da vurdu. Kurunun yanında yaş da yandı yani. Onun için
tanzim ekonomisi uzun vadede kalıcı bir çözüm değil, kente göçen işçinin
toprağına döndürülmesi, başka bir deyişle üretimin artırılması şart. Aynı
şekilde üretim için de istihdam şart. Taşıma suyla değirmen dönmez. Çarkların
aralıklarla değil, sürekli olarak çalıştırılması gerek. Bir de şöyle bir gerçek
var ki bu durum, hükümetin kendi hatalı politikalarına yine kendisinin
alternatif olarak ürettiği bir çözüm. Yıllardır Türkiye’de muhalefet sorunu var
deniyor. İşte buyrun, bu da gerçekten böyle bir problem olduğunu doğrular
nitelikte. Bir yandan işsizlik arttı yüzde 12,3 oldu, kredi notu ve görünümü
sabit kaldı vs… Ne işe yarar bu ülkedeki muhalefet? Sadece eleştirmek problemi
çözmüyor. Türkiye’de siyaseti kalitesizleştiren de esas olarak bu; nefret
söylemi ve laf yarıştırmak. Siyaset bu durumda olunca ekonomi de ister istemez
bir yerden sonra bozuluveriyor. Bekayı konuşurken ısrarla halkın geçim derdinde
olduğunu her fırsatta vurgulamam tam da bu yüzden. Ekonomiyle yakından
ilgilenen bir arkadaşımla da bu meseleleri her zaman konuşuyoruz, şimdiki
durumu da değerlendirdik, çok önemli tespitler yaptı ve; “Tanzim satışların çok
geçici bir çözüm olduğunu düşünüyorum. Halk memnun edilirken üretici, pazarcıyı
da küstürmemek gerek. Alternatif güzel ancak satıcılara ne olacak? Kurunun
yanında yaş da yanıyor. Artan benzin fiyatları dahi pazara/marketlere yansıyor.
Bunlar için çözüm üretilmeli. Zararına satışlar başladı marketlerde. Aradaki
onca masraf hiçe sayılıyor. Ve bu kısa sürede başka krizlere kapı aralar. Yani
bir tarafı onarırken(halk) diğer tarafı(üretici) yıkıyorlar farkında olmadan.
İşsizlik 4 milyona yaklaştı ve TÜİK verilerine baktığımızda sanayi üretimindeki
düşüş, üretimin ne kadar içler acısı olduğunu gözler önüne seriyor. Berat
Albayrak cari açıktan cari fazlaya geçtiğimizi söyledi. Cari açık azalıyor
diyoruz fakat cari açığın azalması, sanayi üretiminin düşüşünden kaynaklanıyor.
Türkiye’de üretim büyük ölçüde ithal girdilerle sağlandığı için, cari açığın
düşmesi ithalatın düşüşünü anlatıyor bizlere. Üretim olmayınca ithalat olmaz,
ülkeye girdi çıktı sağlanamaz ve cari açık düşer. Dünya melek yatırımcıların yarın
Türkiye’ye gelmesi, küresel anlamda fon bulma ümidi, petrol arayışlarımızın
sürmesi de önemli bir ipucu olabilir mi diye düşünüyorum. Öte yandan çiftçiye
verilecek hibelerin artırılması da yakın zamanda gündemdeydi” dedi.
Çözüm
getirilmiyor
Yukarıda
ismini vermeyeceğim arkadaşımın özellikle tanzim ekonomisi konusunda
söyledikleri benim değerlendirmemle benzer noktada görüldüğü üzere. Şimdi
buradan sözü muhalefete getireceğim tekrar. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu “Devletin işi manav açmak değil” demişti tanzim
satışla ilgili olarak. CHP’lilerden de yine buna benzer açıklamalar geldi.
Yanlış bir söylem bana kalırsa. Devletin görevi vatandaşa hizmet etmekse
gerektiğinde manav da olur kasap da. İşsizlik problemi için kalıcı çözüm
getiren yine yok. Bakın KPSS’ye girenler başarılı olursa mülakatı geçemiyor
çünkü liyakat da yok. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş
isteyende nitelik arandığı vurgusuna katılmayıp “Çalışmak herkesin hakkıdır”
demişti geçen katıldığı bir televizyon yayında. Burada Çerkezoğlu’na katılmıyorum
bence Cumhurbaşkanı haklı, fakat liyakatin olmadığı yerde niteliği de
bulamazsınız. Son olarak CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in değerlendirmesiyle
bitirelim “Türkiye’nin gerçek gündemi işsizliktir, enflasyondur, hayat
pahalılığıdır. Ekonominin iyi olup olmadığını bana değil vatandaşa sorun.
Mülakatlarda MİT’ten gelen listelere göre puan veriliyor” dedi katıldığı canlı
yayında. Kendileri çözüm getirir mi, yoksa iktidar buna da mı kendisi
alternatif üretir, zaman içinde göreceğiz.
Muhammet YILMAZ