14 Şubat 2020 Cuma

Yaşamın İçinden: 14 Şubat, Sevgililik Müessesesi ve Evlilik Kurumu


14 ŞUBAT, SEVGİLİLİK MÜESSESESİ VE EVLİLİK KURUMU

Dünyanın birçok yerinde 14 Şubat Sevgililer Günü olarak kutlanıyor. Peki acaba kim yahut hangi ülke ve onun vatandaşları 14 Şubat’ı neden Sevgililer Günü ilan etmiştir? Ya bilmiyoruz ya da araştırmaya gerek duymadık. Sevgililik müessesesi ve evlilik kurumunu da konu alacağım bu yazıda önce 14 Şubat’ın çıkış hikayesinden bahsetmem lazım. Zira herkesi rahatlıkla erişebileceği bilgilere bakılırsa pek çok kaynakta farklı şekilde yorumlanmış. Kökeni Antik Yunan takvimlerinde Gamelyon olarak adlandırılan, yani Ocak ve Şubat arası zamanı ifade eden aralıkta, Antik Yunan’ın tanrı ve tanrıçası Zeus ve Hera’nın aşkına dayanıyor. Roma İmparatorluğu’nda ise 14 Şubat Katolik Kilisesi’nin dini inanışına bağlı olarak Valentine isimli bir din adamına ithaf edilen bir bayram olarak kabul edilmiş. Bu yüzden de bazı ülkelerde “Aziz Valentine Günü (St. Valentine’s Day)” olarak kutlanan bir gün. Valentine ile romantik aşk arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait kaynaklarda görülmüş. 1381 tarihli Parlement of Foules adlı kitaba göre, Fransa'da ve İngiltere'de 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilinmekteymiş. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar verir ve bu notlarda birbirlerine Valentine diye hitap ederlermiş. Öte yandan Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı kimi tarihçilere göre sadece bir efsane olduğu ifade edilmekte. Valentine'nin onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilmiştir. 1969 yılında ise kilise takviminden Aziz Valentine günü çıkarılmış. Hristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelere göre; Valentine, öldürüleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine "Valentine'ninden" imzalı bir aşk notu vermiş. Ve de Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice evlenmelerine yardım etmiş. 14 Şubat, 1800’lü yıllarda Amerikalı Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay haline gelmiş. Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin canlandığı bir dönem haline gelmiştir. Yani dış dünyada ortaya çıkan bu gün yaygın bilgilere bakılırsa daha çok ticari yönüyle ön plana çıkıyor.

Sevgililik özel bir adım

14 Şubat kutlanmalı mı kutlanmamalı mı bu tartışmaya hiç girmeyeceğim. Çünkü farklı kesimlerin farklı görüşleri var. Hepsine saygılıyım ama şunu ifade etmem lazım; yukarıda anlatılanları iyice düşünüp tahlil edip bugünle ilgili fikirlerimizi gözden geçirmekte fayda var. Ben bugüne karşı mesafeliyim ama konu üzerine birtakım görüşlerimi paylaşmak isterim. Sevgililik evlilik kurumuna giden yolun ilk adımı diyebileceğimiz bir antrenman bana göre. Ancak kıymetini bilmeyenler, hatta bunu yasadışı meslek haline getirenler var. Özellikle feminist geçinen bazı kişiler evliliğe karşı olduklarını dile getirmekte. Kişiler birbirlerine niçin sevdiklerini kendilerine mantıklı bir şekilde izah ederse o zaman sevgililik müessesesinin bir anlamı olur. Birbirlerine sevgili diye hitap etmiş kadın ve erkek, naçizane bu süreci tanışma faslını tamamlamış şekilde, bir orta yolda buluşarak bitirmiş olmaları gerekir benim düşünceme göre. Çünkü sevgililik özel bir adımdır ve kişi bu yolda ilerlemek istiyorsa kararlı olmalıdır diye düşünüyorum.

Evlilik kurumu

Evlilik hayatın müşterek olduğunu bize en iyi gösteren kurumdur. Sevgililiğin en son aşaması olmakla birlikte her seven insan evleniyor diye bir kaide yok elbette. Şöyle bir deyim vardır bizde “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” diye. Doğrudur fakat sadece sevmiş olmak evlenmek için yeterli olmaz bana göre. Çünkü birbirini sevmek o ilişkiyi bir yere kadar götürebilir. Evlenmek beraber olduğun kişiyle her şeyi göze alarak yaşamaktır. Bu denli önemli bir kurum olduğu için evlilikte birtakım hassas değerleri gözetmek lazım. Birlikte olduğun kişiyi ne kadar tanıdığından tut, nelerden hoşlanıyor, kimlerle nasıl bir hayat sürüyor vs… Gördüğüm kadarına dayanarak söylüyorum bunları herhangi bir yerden ezberle değil. Velhasıl kelam sevgililiği doğru anlamalı, en iyi şekilde yaşamalı, evlilik kurumunu da ona göre şekillendirmeli insan. Sonunda ömür boyu mutlu olmak istiyorsa tabii.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder