14 ŞUBAT, SEVGİLİLİK
MÜESSESESİ VE EVLİLİK KURUMU
Dünyanın birçok yerinde 14
Şubat Sevgililer Günü olarak kutlanıyor. Peki acaba kim yahut hangi ülke ve
onun vatandaşları 14 Şubat’ı neden Sevgililer Günü ilan etmiştir? Ya bilmiyoruz
ya da araştırmaya gerek duymadık. Sevgililik müessesesi ve evlilik kurumunu da
konu alacağım bu yazıda önce 14 Şubat’ın çıkış hikayesinden bahsetmem lazım.
Zira herkesi rahatlıkla erişebileceği bilgilere bakılırsa pek çok kaynakta
farklı şekilde yorumlanmış. Kökeni Antik Yunan takvimlerinde Gamelyon olarak
adlandırılan, yani Ocak ve Şubat arası zamanı ifade eden aralıkta, Antik Yunan’ın
tanrı ve tanrıçası Zeus ve Hera’nın aşkına dayanıyor. Roma İmparatorluğu’nda
ise 14 Şubat Katolik Kilisesi’nin dini inanışına bağlı olarak Valentine isimli
bir din adamına ithaf edilen bir bayram olarak kabul edilmiş. Bu yüzden de bazı
ülkelerde “Aziz Valentine Günü (St. Valentine’s Day)” olarak kutlanan bir gün.
Valentine ile romantik aşk arasındaki bağlantı ilk olarak 14. yüzyıla ait
kaynaklarda görülmüş. 1381 tarihli Parlement of Foules adlı kitaba göre,
Fransa'da ve İngiltere'de 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü
olarak bilinmekteymiş. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine
güzel sözler yazan notlar verir ve bu notlarda birbirlerine Valentine diye
hitap ederlermiş. Öte yandan Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı
kimi tarihçilere göre sadece bir efsane olduğu ifade edilmekte. Valentine'nin
onuruna kutlama günü, 14 Şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan
edilmiştir. 1969 yılında ise kilise takviminden Aziz Valentine günü çıkarılmış.
Hristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk
arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelere göre; Valentine, öldürüleceği günden bir
gün önce gardiyanın kız kardeşine "Valentine'ninden" imzalı bir aşk
notu vermiş. Ve de Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice
evlenmelerine yardım etmiş. 14 Şubat, 1800’lü yıllarda Amerikalı Esther
Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın
kutladığı toplumsal bir olay haline gelmiş. Bunun doğal sonucu olarak olayın
ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin
canlandığı bir dönem haline gelmiştir. Yani dış dünyada ortaya çıkan bu gün
yaygın bilgilere bakılırsa daha çok ticari yönüyle ön plana çıkıyor.
Sevgililik özel bir adım
14 Şubat kutlanmalı mı
kutlanmamalı mı bu tartışmaya hiç girmeyeceğim. Çünkü farklı kesimlerin farklı
görüşleri var. Hepsine saygılıyım ama şunu ifade etmem lazım; yukarıda
anlatılanları iyice düşünüp tahlil edip bugünle ilgili fikirlerimizi gözden geçirmekte
fayda var. Ben bugüne karşı mesafeliyim ama konu üzerine birtakım görüşlerimi
paylaşmak isterim. Sevgililik evlilik kurumuna giden yolun ilk adımı
diyebileceğimiz bir antrenman bana göre. Ancak kıymetini bilmeyenler, hatta bunu
yasadışı meslek haline getirenler var. Özellikle feminist geçinen bazı kişiler
evliliğe karşı olduklarını dile getirmekte. Kişiler birbirlerine niçin
sevdiklerini kendilerine mantıklı bir şekilde izah ederse o zaman sevgililik
müessesesinin bir anlamı olur. Birbirlerine sevgili diye hitap etmiş kadın ve
erkek, naçizane bu süreci tanışma faslını tamamlamış şekilde, bir orta yolda
buluşarak bitirmiş olmaları gerekir benim düşünceme göre. Çünkü sevgililik özel
bir adımdır ve kişi bu yolda ilerlemek istiyorsa kararlı olmalıdır diye
düşünüyorum.
Evlilik kurumu
Evlilik hayatın müşterek
olduğunu bize en iyi gösteren kurumdur. Sevgililiğin en son aşaması olmakla
birlikte her seven insan evleniyor diye bir kaide yok elbette. Şöyle bir deyim
vardır bizde “İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” diye. Doğrudur fakat
sadece sevmiş olmak evlenmek için yeterli olmaz bana göre. Çünkü birbirini
sevmek o ilişkiyi bir yere kadar götürebilir. Evlenmek beraber olduğun kişiyle
her şeyi göze alarak yaşamaktır. Bu denli önemli bir kurum olduğu için
evlilikte birtakım hassas değerleri gözetmek lazım. Birlikte olduğun kişiyi ne
kadar tanıdığından tut, nelerden hoşlanıyor, kimlerle nasıl bir hayat sürüyor
vs… Gördüğüm kadarına dayanarak söylüyorum bunları herhangi bir yerden ezberle
değil. Velhasıl kelam sevgililiği doğru anlamalı, en iyi şekilde yaşamalı,
evlilik kurumunu da ona göre şekillendirmeli insan. Sonunda ömür boyu mutlu
olmak istiyorsa tabii.
Muhammet YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder