RİGEL HOCAYA
AÇIK MEKTUP

Bilenler iyi
bilir Prof. Dr. Nurdoğan Rigel, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi
Gazetecilik bölümünün, deyim yerindeyse emektarlarından biri. Benim de çok
sevdiğim, değer verdiğim ve akademisyenler arasında ayrı bir yere koyduğum
hocam. Şimdi tabii Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okumayan bilmez,
nasıl İstanbul Üniversitesi’ndeki hoca senin hocalığını yaptı? Hemen anlatalım;
dört yıl önce, ben henüz birinci sınıfın bahar döneminde iken Rigel hoca kısa
dönem için 30 küsür yıldır görev yaptığı İstanbul Üniversitesi’nden ayrıldı ve
iki akademik dönem için bize, yani Üsküdar Üniversitesi’ne transfer oldu. İşte
o dönem benim de aralarında olduğum bütün Sosyolojiye Giriş dersi grupları onun
hizmetine verildi. Nasıl bir iştahla dersine gittiğimi hatırlıyorum, en erken
derse gelen öğrenci olduğum için en sevdiği öğrenciler arasındaki yerimi
almıştım. Anlattıkları kitabi bilgilerin ötesinde, daha sıradışı bilgilerdi.
Tabii normal bir sosyoloji dersinden farklı anlatımı karşısında şaşkınlığımı
gizleyememiştim. Sonunda çok yüksek olmasa da gayet normal bir notla geçtim.
Çünkü zor bir hocaydı Nurdoğan hoca. Ancak bilgiliydi ve idealist bir hocaydı,
bilgimi ne kadar çok öğrencimle paylaşırsam bana o kadar kâr anlayışını benimsemişti
Prof. Dr. Nurdoğan Rigel hoca. Bakın ben o zorluğu tekrar yaşamak için inanınız
neler vermezdim. Çünkü hocalığıyla birlikte insanlığını da sevdik biz Nurdoğan
hocamızın. Hâtta giderken hocam gitmeyin burada devam edin diye ne kadar
istemiştik. Tabii hocamız özel bir bağla bağlıydı İstanbul Üniversitesi’ne ve
oradaki öğrencilerine, bu yüzden orada devam etmeyi tercih etti. Gelin görün ki
kıymetli hocamıza hiç hak etmediği darbeyi evim dediği yerdeki biri vurdu. Hem
de incir çekirdeğini doldurmayan bir gerekçe gösterilmek suretiyle. Özetle
anlatmaya çalışalım; Savash Porghamrezaeieh isimli biri güya notu beklediğinden
düşük gelmiş diye Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurarak kâğıdının incelenmesini
talep etmiş. Mahkeme hocamızı haksız buldu ve iyi hal indirimiyle 5 yıl
ertelemeli 5 ay hapis cezası verdi. Rigel hocamızın avukatı hükme itiraz
ettiklerini açıkladı fakat temyiz sonucu ne kadar zaman sonra çıkar bilemeyiz.
Fakat hocamızın düşürüldüğü durumun ne kadar üzücü olduğunu ve beni ve benim
gibi birçok öğrencisini ne kadar yaraladığını belirtmek isterim. Adaleti
sağlamakla yükümlü yüksek mahkemeye benim naçizane bir çağrım var; gelin bu
yanlışa ortak olmayın, yaptığınız yanlıştan dönün adalete kulak verin. Orası
olmadıysa da en baba mahkememiz Yargıtay, bu adaletsiz kararı enine boyuna
değerlendirmeli ve bozmalıdır.
Yanınızdayız
hocam
Ben hep tabii
yazı yazarken tarafsızlık vurgusu yaparım fakat benim tarafsızlığım siyaseten
veya başka bir şekilde hiçbir görüşe bağlanmamakla ilgili. Yani doğrunun
yanında yanlışın karşısında her zaman tarafımdır. Aynı şekilde adaleti savunma
ve haksızlığa karşı durmak için de sonuna kadar taraf olurum. Burada da sırf
dersini aldığım ve tanıdığımdan dolayı değil, ne kadar dürüst olduğunu bildiğim
ve kimseye bilerek düşük not veren bir hoca olmadığını iyi bildiğim için
Nurdoğan Rigel hocamın yanındayım. O mahkemeden çıkan kararın kesinlikle
adaleti sağladığına inanmıyorum. Bugün o kararı veren mahkeme heyeti, yarın
kendi vicdanına hesabını verebilecek mi bu haksızlığın? O yüzden
yetiştirdiğiniz birçok öğrencinizden biri olarak arkanızda ve yanınızdayım
hocam.
Adalet yerini
bulacaktır
Kendinizi sakın
ola ki üzmeyiniz Nurdoğan hocam. Emin olunuz ki adalet geç de olsa elbet yerini
bulacaktır. İçinizi ferah tutunuz. Ben ve diğer birçok Üsküdarlı mezun
dostlarım, İstanbul Üniversiteli öğrencilerinizle birlikte bu haksızlığın
karşısında durmaya devam edeceğiz. Bizi iyi bir şekilde yetiştirmek için nasıl
çalıştığınızı, nasıl kendinizi hırpaladığınızı biz biliyoruz. Bakınız yargının
vermiş olduğu bu karar birçok öğrencinin vicdanının kanamasına sebep olmuştur.
Dün ve bugün birçok öğrenci Nurdoğan hocaya sahip çıkmak adına gösteriler düzenliyorsa
neden? Çünkü kimse inanmıyor. Akademisyenin bir derste kanaat kullanmak
suretiyle not değerlendirmesi yapması kadar doğal bir şey olamaz. Kaldı ki
Prof. Dr. Nurdoğan Rigel hocamızın bilerek ve isteyerek böyle bir şey yaptığını
ve bu yüzden görevi kötüye kullandığını öne sürüyorlar. Külliyen yalan ve kuru
bir iftiradan öte bir şey değil. Onun için Nurdoğan hocam şu sözlerle
bitireyim; devam ediniz ve yılmayınız. Yargımıza sesleniyorum, bu ülkenin
kıymetli bir akademisyeninin daha kaybına sebep olmayınız. Unutmayın adalet, er
ya da geç de olsa sizlerin sayesinde yerini bulacaktır.
Muhammet YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder