HER KAFADAN VAR BİR SES
Ali
İhsan Yavuz, Ekrem İmamoğlu, Muharrem Erkek, Bayram Şenocak vs… Hepsi hemen her
gün konuşuyor ama kayda değer bilgiyi hangisi söylüyor bilmiyoruz. Biri diyor
şu kadar oy düzeltildi öteki bu fark buradan kapanmaz falan filan. Nereden
biliyorsunuz? Size gelen veriler nereden geliyor? Bir eleştirim de
meslektaşlarıma yani gazetecilere. Ben bir haberi teyit etmek ve okuruma sağlam
bilgi aktarıp yorumlamak için birkaç yerden aynı anda gelişmeleri takip ederim.
Ancak öyle bir durum var ki şuan önümüzde sayılar aktarılıyor fakat hangisi ne
sayısı, kaç sandıktan ne kadar oy çıktı, tutanak düzeltmesi yapıldı mı buna
ilişkin sağlam bir veri aktarımı sağlanamıyor? Bundan dolayı milletin de kafası
karışık. Her kafadan var bir ses ama hangisi ne söylüyor, nasıl ve neyi ifade
ediyor anlaşılmıyor. Anlaşılan meslektaşlarımın da kafası bir hayli karışmış.
Ama bu onların suçu değil. Bu işin başındaki kurum olan Yüksek Seçim Kurulu,
her sandıktan çıkan sonucu bütün şeffaflığıyla gazetecilere anlatmak suretiyle
kamuoyu ile anında paylaşsa emin olun halkın kafasında yine soru işareti kalır
ama bu kadar değil. Belki 3 ila 4 arası. Gelin görün ki YSK Başkanı Sadi Güven
ser veriyor sır vermiyor. Devlette şeffaflık bu aralar en çok yaptığım
vurgulardan biri. Bakın Ovacık’ta gösterdiği başarısı bütün Türkiye’ye örnek
olan komünist başkan Fatih Mehmet Maçoğlu, bu yüzden şimdi Tunceli’nin belediye
başkanı seçildi. Bir ille bir devlet yönetmeyi elbette karşılaştıramazsınız
fakat belediyecilik de küçük bir devleti yönetmek değil midir esasında? Devlet
bence bunu yapabilir.
Suyunu çıkarmayın
Buradan
çok samimi bir çağrım var; iktidarcı ve muhalif gazeteci ve siyasilere. Dürüst
olun, yalan yanlış yönlendirme yapmayın. Şuan öyle bir noktaya geldik ki tam
olarak neredeyiz bilmiyoruz ve anlamıyoruz. İşin suyunu bir de siz çıkarmayın.
Hani bu seçimler yüzünden zaten memleketin çivisi çıkmış, kimse kimseyi
dinlemez duruma gelmiş. Oluruna bırakmakta fayda var her şeyi. Sürece
gerektiğinden fazla müdahil olmak vatandaşa zarar vermekten farksız. Bir
usulsüzlük olduğu gayet açık ve net ortada, gereği yapılıyor. Bu noktada
herkesin itidalli davranması gerekir.
Hukuk herkes için var
Ve
usulsüzlük diyoruz, AK Parti’nin itirazı kabul edilmelidir diyoruz fakat aynı
şey CHP ve İYİ Parti için de geçerli. Bakın Muş ve Balıkesir’de şüphe var sayım
yapılsın diyorlar, yapılsın kardeşim. Neden itirazlar reddediliyor? Hukuk
herkes için var ve herkese lazım. Adaletin hakkaniyetli bir biçimde dağıtılması
için bir tarafı yükseltirken diğer tarafı düşürmemek esastır. Nasıl muhalefetin
İstanbul ve Ankara’da bir an önce mazbata talep etmesi bariz bir şaibe olduğu
için yanlışsa, buralarda da şaibe oluşmuştur ve sayım yapılması gerekir
kanımca. Ve gelelim bazı yazarların görüşlerine. Bazı gazeteciler AK Parti’nin
iktidar sarhoşluğuna kapıldığı için İstanbul ve Ankara için itiraz ettiğini
söylüyor. Sebebi de memleketin daha önemli meseleleri varmış. Ben buna
katılmıyorum, kabul memleket zorda fakat ortada bir hukuksuzluk söz konusuysa
sonuna kadar üzerine gidilmeli. AK Parti içinde belirtilen kimlikte bir “AKP’li
kadro” olduğu doğru ama partinin bütünü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bundan
tenzih etmek gerekir. AK Parti ve Erdoğan o kimlikte bir siyasi role bürünmedi.
Tecrübeli bir yazarın yazısındaki son derece doğru bir sözü alıntılayarak
bitireyim “Bir avuç AK Partili koltuklarını koruyacak diye ülkenin itibarıyla
oynamanın vebali ağır olur”.
Muhammet
YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder