11 Şubat 2024 Pazar

Politik Eksen: CHP'nin Cevaplayamadığı O Soru

 CHP’NİN CEVAPLAYAMADIĞI O SORU

14-28 Mayıs seçimlerinin ardından dağılan ve kendi içinde büyük dalgalanmalar yaşayan, iç kavgalarla boğuşan muhalefet cephesi bir türlü toparlanamıyor. Belki de toparlanmak istemiyor. Bilemiyorum bu sadece söz konusu partilerdeki olumsuzluğu belirten ihtimallerin benim açımdan genel bir yansıması. Burada özellikle muhalefetteki en büyük bileşeni, yani ana muhalefet partisi CHP’yi merkeze almak gerekiyor. Son dönemde siyasette belli hiziplerin güç mücadelesi alanına döndüğü iyice ayyuka çıkan CHP’de parti içi çekişmeler basında oldukça sık yer bulmakta. Son 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun hizbinin içinden çıkan ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dümen suyundaki “değişimciler” hizbi Özgür Özel’i başa getirdi. Fakat siyasi çizgi olarak hiçbir değişimin görülmediği sadece Kılıçdaroğlu döneminin politikasını daha sert ve daha açıktan uygulandığı anlaşılmış oldu. Şimdi bu anlayışa karşı çıkan eski Kılıçdaroğlu hizbi de partideki gücü geri almak için direniyor, fırsat kolluyor. Ortak nokta ise aynı, Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı. Sadece bunu köpürterek ülkede her şeyin kötüye gittiğine dair ısrarlı eleştirilerini sürdürüyorlar. Peki bu noktada ben sizlere şunu söylemek istiyorum; CHP’nin iktidarı eleştirdikten sonra “Siz ne yapıyorsunuz, öneriniz nedir, o kadar sorunun içinden nasıl çıkılır” gibi sorulara tatmin edici yanıtlar verebildiğini gördünüz mü? Bu belki de ana muhalefetin yönelttiği eleştiriler sonrası tıkandığı en temel nokta. İşte benim esasta şikayetçi olduğum ve sürekli muhalefeti eleştirdiğim yer tam da burası. Çözüm siyaseti ortaya koyamıyor CHP. Oysa sadece iktidarın hatalı söylemlerine karşı söylem geliştirmekle kalmasaydı, seçmenleri aşağılayan bir dil kullanmasaydı 14-28 Mayıs seçimlerinde uzun zamandır hasret kaldıkları iktidara yürümeyi başarabilirlerdi. Dolayısıyla Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin de sözünden de hareketle ne kadar sorun olursa olsun siz bir çözüm sunamadığınız sürece milletin teveccühü çok sınırlı olacaktır.

Sadece algıyla siyaset yürümez

Muhalefet ve kendilerine yakın duran medya devamlı olarak iktidarın söylem açıklarını açıkçası kovalamakta ve bunları istediği algıya çevirerek yönlendirmekte son derece mahir. Ancak bu taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışmak gibidir. Kendi seçmen yapısının parti sadakati yüksek olduğu için CHP o kısmı uzun bir müddet belki tutabilir. Ancak rakip partilerin farklı seçmen yapısı eninde sonunda bu anlayışa da tepki vermeye meyilli olduğu için muhalefetten iktidarın çözemediği sorunlara karşı bir çözüm ve üretkenlik adımı göremezse onu da cezalandırabileceğini hatırlatmak gerekir. Dikkat ediniz AK Parti’nin oyları düşmesine rağmen birinci çıkmaya devam ediyor. Çünkü her geçen gün ağırlaşan sorunlara ve hayat şartlarına karşı bir çözüm üretmek için çabaladığı birtakım seçmenler tarafından görülüyor. Tabii bu noktada aslında partiden ziyade liderliğini artık dünyaya ispatlamış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinin güven veren faktör olduğu da yadsınamaz bir gerçek.

Rehavet şansı yok

Muhalefet bu yerel seçimde 2019’a benzer bir stratejiyle girecek anlaşılan. Lakin hizmet anlamında iktidara göre zayıf kaldığını, yaptım dediği veya idare ettiği hizmetlerde sürekli aksaklık yaşandığını görüyoruz. 14-28 Mayıs seçimiyle başlayan iç çekişmelerin devam etmesi, hizipler arası kavga düzeyine varan hesaplaşmaların artışı, iktidar düşmanlığı dışında bir ortak noktada buluşulamaması, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın geçtiğimiz gün yaptığı gibi yönetime karşı çıkan bazı seçmenlerin “trol AK Partili” diye nitelenmek suretiyle ötekileştirilmesi, huzursuzluğu artırdığı gibi Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olmaya sebebiyet verebilir. Çoğunlukla muhalefeti eleştiriyoruz ama AK Parti’nin de çıkarması gereken dersler olduğunu birkaç seçimdir söylüyoruz. Hatay’da çok yanlış olmasa bile içerdiği kimi mesajlar yönüyle iletişim hatasına neden olabilecek söylemlerin daha iyi ifade edilmesi şart. Çünkü gördüğüm kadarıyla arkadan gelen ve Milli Görüş anlayışını Saadet Partisi’ne göre daha iyi yansıttığı gözlenen Yeniden Refah Partisi bir alternatif olma özelliğini yükseltiyor. Bu, muhalefet algısına karşılık vermekte zorlanan AK Parti’den umudunu kaybedenler için buraya kaçışı beraberinde getirecektir. Dolayısıyla 2019’da henüz atılmadığı gözlenen metal yorgunluğunun bu seçimde nispeten azaldığı görülse de yetmez. Dilini yapıcı, siyasetini çözüm odaklı sürdürmesi elzemdir.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder