KİMLER KAZANDI, KİMLER
KAYBETTİ? - 1

Aylardır, belki de yıllardır beklediğimiz seçimi millet
olarak yaptık. 14 Mayıs’ta milletvekilliğini 28 Mayıs’ta da cumhurbaşkanlığını
seçimini yüzde 90’a varan bir katılımla tamamlayarak her şeyden önce bize
oturdukları yerden demokrasi dersi vermeye kalkan Avrupalı ve Amerikalı
çapsızlara hakikaten büyük bir demokrasi dersi verdik. Her ne kadar onların
bazı kesimleri böyle görmüyor olduklarını sözde uluslararası belgelerine kendi
istedikleri gibi raporluyor olsalar da asıl önemli olan bizim elimizdeki
verilerin bize ne gösterdiğidir. Şimdi en azından bir süre için hem muhasebe
yapma hem de önümüze bakma vakti. Malum 10 ay sonra bu sahnelerin benzerlerini
yerel seçimlerde yine yaşayacağız. O yüzden bunu ne kadar çabuk atlatmayı
başarırsak o kadar kazançlı oluruz her açıdan. Tabii kimin kazanıp kimin
kaybettiği noktasında her seçimde olduğu gibi ilginç yorumlar var. Elbette ben
de buna ilişkin biraz kelam edeceğim. Öncelikle ironik olarak şunu
belirtmeliyim ki seçimlerin hakikaten de kaybedeni yok bizde. Millet olarak
evet bence seçimin kaybedeni yok ama siyaseten bazılarının kaybettiğini
birilerinin öyle veya böyle kabul etmesi gerek. Tabii bunları kendi içerisinde
ayrı ayrı değerlendirirsek doğru sonuçlar elde ederiz. Seçimleri net bir
başarıyla bitiren Cumhur İttifakı kanadıyla başlayalım. Çoğunlukla orayı
gözlemleyebilen bir gazeteci olarak şunu ifade edebilirim ki böylesi kritik bir
ortamda bence oldukça kazançlı bir sonuç ortaya çıktı onlar açısından. Ancak
özellikle büyükşehirlere baktığımızda saha ile sandık arasında parti bazında
belirgin farklılıklar olduğunu görmek lazım. Gündemdeki bazı sorunların
buralarda Cumhur İttifakı’nı özellikle İstanbul ve Ankara’da etkilediği
anlaşılıyor. Tabii netice itibarıyla Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran,
ortak gösterdiği cumhurbaşkanı adayını da şüphe götürmeyecek bir sonuçla
cumhurbaşkanı seçtiren ittifak olması yönüyle herkesin birçok alanda kazançlı
olduğu, bazı aktörlerinin ciddi bir analizle iç muhasebelerini yapması gerektiği
de bir gerçektir.
AK Parti neden başa döndü?

Cumhur İttifakı’nın en büyük bileşeni olan AK Parti
ittifak içerisinde görünürde baktığımızda en kazançlı parti konumunda fakat her
seçimde kazanması bir tarafa son dönemde ciddi bir kan kaybı yaşadığı da bir
gerçek. Son iki dönemde parti olarak oy oranı yüzde 49’lardan kurulduğu
dönemdeki yüzde 35’lere nasıl ve neden geriledi? Partinin selameti açısından
bunun ciddi manada sorgulanması ve önü alınacak adımların süratle atılması
lazım. Mitinglerdeki coşkunun aynı oranda sandığa yansıtılamadığı görülüyor. Detaylarıyla
daha geniş biçimde de yazacağım ama genel olarak şunu söyleyelim; sadece 21
yıllık iktidar yıpranmışlığı üzerinden bunu okuyamayız. Demek ki doğrular hala
ağır basıyor olsa da yanlış giden bir şeyler olduğu açık. Partinin genel
başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bunun farkında olduğu görülüyor ve sıcağı
sıcağına 10 ay sonraki yerel seçimleri hedef olarak belirlemişse gereğini
yapmakta tereddüt etmeyecektir. Hala birinci parti olarak çıkması kredisi
azalmış olsa da şansı var demektir bana göre.
MHP ve YRP sürpriz yaptı
Seçimlerin Cumhur İttifakı kanadında en büyük sürprizi
her ne kadar benim beklediğim bir durum olsa da ağırlıklı kamuoyu ve birtakım
manipülatif olan ve olmayan çevrelerin sürprizi Milliyetçi Hareket Partisi ve
Yeniden Refah Partisi oldu. MHP anketlerin aksine çift haneli sayılara
yükselerek yüzde 10’luk oranla parti bazında oyunu arttırdı. Yeniden Refah ise
ilk kez katıldığı bir seçimde kendisinden genel anlamda taviz vermeyerek yine
gösterilenin aksine yüzde 2’lik bir sonuçla ilk etaptaki hedefi olan Meclis’te
yer almasını bildi. Tabii kendi seçmen kitlesiyle birlikte eli AK Parti’ye
gitmeyen seçmenin Millet İttifakı’nda da aradığını bulamadığından olsa gerek bu
iki partiyi bir alternatif olarak görmeye başlamasının bu iki partiyi böylesi
bir noktaya taşıdığını söylersek yanılmayız herhalde. Yani ittifak dışına bir
çıkış olmazken içeride bir geçişkenliğin yaşandığının görülmesi gerek. Sonuç
itibarıyla 263 AK Parti, 50 MHP, 5 YRP, 4 HÜDA PAR, 1 DSP olmak üzere 323
milletvekili ile TBMM’de çoğunluğu temsil edecek olan Cumhur İttifakı önemli
bir başarı kazandı. Bunun yasama süreçlerine yansımalarını farklı şekillerde
göreceğiz. Daha da detaylandırmak koşuluyla şimdilik sözü bitirelim.
Muhammet
YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder