2 Kasım 2022 Çarşamba

Politik Eksen: Vatanperver Bir Dil

VATANPERVER BİR DİL

Bazı konular içinde, önünde, arkasında birtakım hassas noktalar barındırır. Vatan gibi, bayrak gibi, değerler gibi. Bu hususlara dikkat etmeden konuşuyor veya eylemde bulunuyorsanız sonuçlarına katlanmayı göze almışsınız demektir. 10. Boğaziçi Film Festivali’nde ödül alan isimlerden Yönetmen Özcan Alper teşekkür konuşmasında ödülünü tutuklu Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya armağan ederek en hafif tabirle bir skandala imza attı. Koca salonda buna sessiz kalmayıp yüksek perdeden tepki gösteren Oyuncu Burak Haktanır’a “eril dil” çamuru atıldı.  Öyle bir yere geldik ki zaman zaman, bu Şebnem Korur Fincancı olsun, Selahattin Demirtaş olsun ya da bir başkası fark etmez, vatan hainlerine destek olmak için böylesi törenler sabote ediliyor. Bu arada salondan tepki yerine öylesi büyük bir alkış gelmesi oradaki zeminin, o hainlerin ipini tutan birileri tarafından organize edildiğinin de göstergesi. Hain diyorum çünkü TTB Başkanlığı’nı yürüten o malum şahıs hakikaten de barış dediği için içeri atılmadı. Bir de aslında bu mevzu var. Barış gibi kelimeler artık çok rahat istismar edilebilir bir duruma geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne böylesi bir iftira atacaksınız, sonra hiçbir şey olmamış gibi faaliyetlerinize devam edeceksiniz, son tahlilde de birilerinin barış adı altında provokasyonuna göz yumulacak, böyle bir şey olabilir mi? Hatırlayınız, Fincancı vaktiyle TSK’nın Suriye’deki operasyonuna da “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diye mukabele etmişti. Dolayısıyla bütün bunları toplamak suretiyle bir araya getirdiğiniz zaman Burak Haktanır’ın ne denli haklı ve vatanperver bir dille tepki gösterdiğini söylememiz mümkündür. Ne yazık ki birçok ödül töreni “muhalif” diye lanse “sanatçı” kılıklı bazı kişiler tarafından Özcan Alper’in yaptığı şekilde provoke ediliyor. Bu törenler böylesi mesajların verildiği bir ortam olmamalı. Çünkü sanat diyorsunuz sanatın konuşulması gereken bir yere resmen hainlik empoze ediyorsunuz. Bu siyaset falan da değildir. O tören siyasallaştırılmadı, siyasallaştırmak çünkü başka ve meşru görebileceğimiz bir husus bu ayrımı yapmamız lazım. O festival kapanış törenine suçluyu öven mesajlar bilerek isteyerek sanat gölgelendi, kötü niyetli kişiler tarafından istismar edildi. Bunun adı net olarak budur.

Özcan Alper de tutuklanmalı

Şebnem Korur Fincancı vakasını bitirmedik daha ona sözümüz var ama şu parantezi de açalım; Ortada resmen “suçu ve suçluyu övme” durumu mevcut bana göre. Bu noktada o yönetmen Özcan Alper’in de tutuklanması ya da en azından ifadesinin alınması gerek. Yargı işini bilir elbette, burada hukuki normların çiğnenmesi durumu söz konusu mu onu bilemiyorum. İfade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyorsa da saygı duyarım lakin bana kimse o insanların sanat için çalıştıklarını söylemesin. Sanat ülkenin kültür düzeyi yükselsin, milletin dimağı genişlesin, ufku açılsın diye yapılır. Bir parça da eğlenmek için elbette. Ancak burada verilen bir emek düpedüz teröre kurban edilmiştir. Nasıl bir kafa yapısı bu gerçekten anlamıyorum, anlamak da istemiyorum ama şöyle bir dipnotla konuyu bağlayayım; benim edebiyatta gördüğüm iki akım var. “Sanat sanat içindir” ya da “Sanat toplum içindir” şeklinde. Ancak Özcan Alper ve ona destek olan kesim, sanki yeni bir akım bulmuşlar gibi son derece gayrimeşru bir tavırla adeta “Sanat terör içindir” diyen bir ruh hali içindeler.

Muhaliflik değil hainlik

Şimdi bu görüşlerim çok iyi biliyorum ki muhalif kesim tarafından hoş karşılanmayacaktır. Ancak başka türlü düşünemiyorum. Şebnem Korur Fincancı’nın yaptığı muhaliflik değil hainliktir. TSK’ya iftira atıyor ama terör örgütlerine tek sözü yok. Zaten o iftirayı da bir terör örgütü yayın organında atıyor. Bitmedi, bunun devamı da var. Muhalefet, Fincancı’nın tutuklanmasını kabullenemediği gibi devletin güvenlikten sorumlu kurumlarını yıpratmayı sürdürüyor. Son olarak cari açığı kapatmak için emniyet ve jandarma teşkilatına uyuşturucu iftirası attılar. Bu hazmedilir bir durum değil. Yarın bu devleti yönetirseniz o kurumlar size de lazım Sayın Kılıçdaroğlu. Ama eminim kişileri değiştirir bunu da liyakat maskesiyle yuttururum gözüyle bakıyordur. Bunu düşünmek bile Türkiye adına üzücü ve kaygı verici. Bütün bu durumlar artık basit bir siyasi tartışma olmaktan çıkmış, millet ve memleket meselesine dönüşmüştür. Ona göre tavır alınmalıdır.

Muhammet YILMAZ


Yazıyı sesli dinlemek için; https://youtu.be/GLhiSdTtV8M

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder