15 Kasım 2021 Pazartesi

Yaşamın İçinden: İnsaniyet Namına

 İNSANİYET NAMINA…

Kadının özgür olmadığı bir ülkede adaletten söz edemezsiniz. Hele o ülkede cani bir kesimin sebep olduğu erkek terörü devamlı olarak artış gösteriyor, her gün bir kadın daha sudan sebeplerle öldürülüyor ya da ağır fiziksel ve ruhsal yaralar almış şekilde terk ediliyorsa sorun artık içinden çıkılamaz derecede büyük bir hale gelmiş demektir. Elbette ki bizim ülkemizden dem vurmak suretiyle söylüyorum bunları. Her şeyden önce vicdanlı ve kadını çok seven, değer vermeyi şiar edinen bir erkek olarak, Türkiye’de her geçen sayısı artan, önü alınamayan kadın cinayetlerine nasıl dur denilebilir bilemiyorum. Keşke buralarda görüş belirtmek dışında elimden bir şey gelse diye hep düşünüyorum ama işin içinden çıkamıyorum. İşte; konuya dair hepimizin yüreğini yakan bir gelişme daha yaşandı. Genç bir mimar Başak Cengiz isimli bir hanımefendi, Can Göktuğ Boz isimli ruh hastası bir cani tarafından öldürüldü. Nasıl öldürüldüğünü özellikle ifade etmiyorum ki cinayetin en acı tarafı da orası. Bırakın kadın cinayetlerinin azalmasını, her geçen gün boyut atlayan bir durumdan söz ediyoruz. Açıkçası bu iş daha nereye kadar gidecek merak ediyorum doğrusu. Sayısının ciddi anlamda fazla olduğunu düşündüğüm bu namussuz erkek kesimi ya da her gün birilerine bulaşan bu taciz, tecavüz ve şehvete bağlı cinnet ve vahşilik, ya da başka her türlü adına her ne deniyorsa benim söylemeye dilim varmıyor, skandalının başka birilerini bulmasına daha fazla seyirci kalınmamalı. Dişe dokunur bir şeyler yapılmalı. Bu her şeyden önce insan olmanın, insan hayatına verdiğimiz değerin ne derece olduğunun göstergesidir.

Kadın için adalet

Bu kadar sözü laf olsun diye değil, gerçekten içimden geldiği için söylüyorum. İnsaniyet namına yazdığım bu satırların bahsettiği olaylar zincirinden toplum olarak sorumluyuz. Çünkü birçok kadınımız sokakta yalnız gezerken içinin bir köşesinde haklı bir kaygı ile yaşıyor her dakikasını. Düşünün; bir kadın evinin kapısından dışarı adımını attığında, başına bir şey gelmeyeceğinin garantisini şu ortamda verebilen var mı? Dolayısıyla biz toplum için adaleti sağlamak istiyorsak buna kadın için adaleti sağlamakla başlamalıyız. Çünkü bu kadar gündemde olması, adalet bağlamında en çok bu konuda eksik olduğumuzu gösteriyor.

Caydırıcılığı sağlamadıkça

Suçtan caydırıcılık çok önemli. Adalet Bakanlığımız çeşitli yargı reformları üzerinde çalışıyor. Umarım bu yönde gereken adım tez zamanda atılır. Zira Bakan Abdulhamit Gül’ün katledilen vatandaşımızın ailesini ziyaretinde konuyla ilgili çalışmalar gündeme gelmiş, bununla ilgili adımlar hızlandırılmıştır diye ümit etmekteyim. Caydırıcılığı sağlamadıkça bu konuda yol almamız mümkün değildir. Bunun için sert adımların gündeme getirilmesinden şüphe edilmemeli diye düşünüyorum. Bu arada toplum olarak bilinçlenmemiz gerektiğini de unutmayalım. Ben gün içerisinde girdiğim 20-30 haberin “Boşanmak istedi, katledildi, Bir kadın cinayeti daha” başlıklı haberlerin gündemi işgal etmesini istemiyorum. Şuan için bir ütopya gibi duruyor lakin; dilerim toplum için, kadın için insanlığın sağlandığı bir Türkiye hayalimiz gerçek olur.  Bütün namuslu kadınlarımıza saygı, sevgi ve hürmetlerimle…

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder