POLİTİK SALGIN: POLİTİZEVİRÜS

10 Mart’tan bu yana mücadele ettiğimiz
Koronavirüs (Covid-19) salgını ne yazık ki Türkiye’nin her yerine yayılmış
durumda. Ancak Koronadan çok daha önce, ülkemize yayılmış bir virüs daha var.
Beyinlere fazlasıyla sirayet etmiş, vatandaşı da ciddi derecede etkisi altına
almış bir virüs. Nedir derseniz adını ben “Politizevirüs” koydum. Koronavirüs
küresel bir pandemi, Politizevirüs ise Türkiye’nin politik pandemisi. Bunu
niçin söylüyorum; toplum sağlığını korumak için amansız bir mücadele verildiği
şu günlerde son derece yersiz biçimde sağlığı politikaya kurban eden
tartışmalar yapıldı. Peki bu politik salgın Politizevirüs nasıl sağlığa yansıdı;
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son ulusa sesleniş konuşmasıyla “Biz Bize Yeteriz
Türkiyem” adlı bir bağış kampanyası başlattı. Bu kampanyaya ana muhalefet
partisi CHP tepki gösterdi, “Devletin yapması gereken sosyal yardım kampanyası
değil, sosyal devlet anlayışını göstermesidir” şeklinde. CHP bir yönüyle haklı
fakat devletin bağış kampanyası yapması kötü bir şey değil bana göre. Fakat
ekonominin durumu göz önüne alındığında ister istemez “Devletin parası mı yok”
şeklinde bir algı oluşmakta. Berat Albayrak yönetimi iyimser açıklamalar
yapıyor her seferinde ancak Dolar ve Euro karşısında TL değerinin düşmesi, yeni
konan vergiler ve zamlar göz önüne alındığında ekonomik durumun vehameti bu
algıyı haklı çıkarıyor. Ki salgınla mücadeleye yalnızca 100 milyar lira yani 15
milyar dolar ayrıldı. Türkiye gibi bir ülke için düşük bir miktar. Devam edelim
ihtiyaç sahipleri için düzenlenen bu kampanyayla birlikte İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi kendi bünyesinde vatandaşlarına
yönelik bağış kampanyaları düzenledi. Fakat İçişleri Bakanlığı bu ayrı
kampanyaları 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na dayanarak çıkardığı genelge
sonucu valilikler aracılığıyla bu belediyelerin banka hesaplarını bloke etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kararın nedenini
“Devlet içinde devlet olma” şeklinde nitelemek suretiyle savundu. Talihsiz
yorumlar bana göre. Buna karşın İstanbul BB ile Ankara BB başkanları Ekrem
İmamoğlu ile Mansur Yavaş, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nu gerekçe göstererek
karara dava açıldığını duyurdu. Nasıl devlet bağış toplayabiliyorsa belediyeler
de bağış toplayabilir bunda bir kusur yok. Onun için birlik içinde hareket
edilmesi gerekir. Ama süreç siyasete fazlasıyla alet edildi ve Politizevirüs
kendini sağlıkta göstermiş oldu.
Siyaset
dışı davranılmalı
11 CHP’li belediye başkanının imzasıyla
bloke kararı sonrası bir bildiri yayınlandı ve İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu’ya yanlıştan dönme çağrısı yapıldı. Siyaset dışı davranılması gerektiği
ve bu tartışmaya girmek istemediklerini ifade etti 11 CHP’li başkan. Doğru bir
davranış Politizevirüs salgınının minimuma indirilmesi adına. Kanunlar doğru
okunmalı, gelişmeler doğru yorumlanmalı. Herkes işine geldiği gibi kanunları
yorumlayıp iş yaparsa nasıl bir hukuk düzeninden söz edebiliriz? Bu yanlış
yorumlama ve kutuplaştırıp sert saldırılara girişme çabasının yahut asi durup
karşı çıkmaya çalışmanın kimseye yaramadığını, sadece milleti mağdur ettiğini,
esas olanın ise vatandaşa değer vermek olduğunun artık anlaşılması gerekir.
Güç zehirlenmesi
virüs belirtisi
Nitekim bugüne kadar yerinde açıklamalar
yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da son açıklaması çok talihsiz. İmamoğlu,
“İBB devletin ta kendisidir, yardım için kimsenin fetvasına ihtiyacı yok”
diyerek adeta Bakan Soylu’nun yorumuna denk, kibir kokan bir açıklama yaptı.
Bakınız İstanbul Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin en büyük yerel yönetimidir,
fakat devlet merkezi hükümeti ve yerel yönetimiyle bir bütündür. Bu Atatürk’ün
belirlediği devlet esaslarına da aykırı bir açıklama. Dikkat ediyorum da
yaşanan gelişmeler ışığında bir tespit yapmak gerekirse; siyasetimizde öne
çıkan herkes zamanla bir güç zehirlenmesi yaşıyor ki bu bir Politizevirüs
belirtisi. Koronavirüs’le mücadele ediyoruz derken, zaten büyük ölçüde yayılmış
ve politik salgına dönüşmüş Politizevirüs’ü durdurmazsak nitelikli siyaseti
rüyamızda bile görmemiz imkansız.
Muhammet
YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder