9 Mart 2020 Pazartesi

Yaşamın İçinden: Sporun Kirli Yüzü


SPORUN KİRLİ YÜZÜ


Şimdi yazacaklarıma Fenerbahçelilerden başkası inanır mı bilmiyorum ama yine de yazacağım. Ki Galatasaraylıların çok kızacağı kesin. Sezon başından bu yana Süper Lig’de yaşanan fahiş olayların ardı arkası kesilmiyor. Sistematik şekilde başlayan hakem hataları, algı operasyonları ve provokatif söylemler en sonunda hemen hemen büyük takımların hepsini buldu. En başta Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile Başkanvekili Semih Özsoy bunu söylediğinde açıkçası inanmadım. Çünkü futbol takımının öyle çok övgüler düzülecek bir oyunu yoktu sahada belli istisna maçlar hariç. Gelin görün ki o maçları yöneten hakemler de ertesi hafta oynanan maçlarda görev almadı. Daha doğrusu Merkez Hakem Kurulu (MHK) tarafından görev verilmedi. Buraya kadar anlattıklarım kasıt var mı yok mu sorusunun var olma ihtimalini güçlendiriyor. Zira ikinci yarı öncesi Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’in attığı tweeti hatırlayın; “Bu sene lig çok ZORLU geçecek”. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, MHK Başkanı Zekeriya Alp ve TFF Başkanı Nihat Özdemir arasında Özdemir’in Maslak Zorlu binasında gerçekleşen ve Fenerbahçe’yi sevmeyen art niyetli kulüp yöneticisi olmuş bir güruh tarafından ısrarla “gizli” diye lanse edilen ama aslında herkesin çok rahat diline düşmüş bir görüşme. Muhatapları tarafından görüşmeye ilişkin detaylar defaatle anlatılmasına rağmen Galatasaray ve Trabzonspor kulüp yöneticileri, özellikle Mustafa Cengiz ve Ahmet Ağaoğlu başta olmak üzere pek çok art niyetli kişi buradan kurumlara baskı yapmaya ve algı oluşturmaya devam etti. Bir kere o görüşme gizli olsaydı bu kadar kolay basına yansımazdı. Zaten ne olduysa o görüşme sonrası oldu. İkinci yarı başladıktan sonra o dönem kendi içinde anlaşmazlıkları olan ve iyi performans gösteremeyen bu kulüpler nedense inanılmaz bir yükselişe geçti ve birden sustular yaşananların ardından. TFF Başkanı Nihat Özdemir de suskun. Çünkü onun da bu kötülüğün bir tarafı olduğu açık. Şimdi bir tarafa göz göre göre adaletsizlik alıp başını gidecek sonra ona çanak tutmaya çalışanlar birden ortadan kaybolacak ve ben bunun altında bir şey aramayacağım öyle mi? Kimse kusura bakmasın ama yok öyle üç kuruşa beş köfte. Bütün bunlar sporun kirli yüzünün iyice açığa çıktığının bir göstergesi. Israrlı ve organize bir operasyon söz konusu bazı kulüp yöneticileri, futbol otoriteleri, medya hatta bazı siyasilerin bunun arkasında olduğunu sanıyorum.

Masada kazanılan lig

Ligde şampiyonluğun sahada kazanılması artık bir formaliteye dönmüşe benziyor. Birkaç kişinin oturduğu yerden söyledikleriyle lig adeta masada kazanılmış, sadece gerçekliğe uygun şekilde dizayn ve domine ettirme çabası hakim. Ama Allah’ı var benim hedef tahtasına koyduğum Trabzonspor’un futbolcularını tenzih ediyorum. bu sene baştan sona iyi bir futbol oynadı onu da söyleyeyim. Benim derdim onların ve Galatasaray’ın işler yolunda gitmediğinde borazanlarını öttüren yöneticilerle. Bakınız en çok haksızlığa uğrayan Fenerbahçe’nin de bu sene yukarıda da ifade ettiğim gibi sahada Oscar’lık bir oyunu yok. Gaziantep, Başakşehir, Rize, Beşiktaş, Konya gibi istisna maçlar harici çok da iyi bir oyun görmedim sahada. Ali Koç'un da zaman zaman çizgiyi aşan söylemler sarf ettiği de bir gerçek. Belki de aynı hakem hatalarının her seferinde tekrarlanması artık demoralize etti futbolcuları. Bu moralsizlik ve teknik adam yetersizliği sebebiyle birkaç haftada belki de dünyaları yedirdiler diğer takımlara. Lakin bu suç unsurunu ortadan kaldıran bir faktör değil. Organize bir kötülük dolaşıyor etrafta ve bunun ivedilikle araştırılıp ortaya çıkarılması gerekir.

Sonunda onlar da isyan etti

Ve geliyoruz son maçların oynandığı bu haftaya. Yine Fenerbahçe’nin maçı adaletsizliklerin havada uçuştuğu bir maç oldu. Ama ondan önce 2-1 biten Trabzonspor-Fenerbahçe kupa maçı ile Gaziantep FK-Trabzonspor maçına bir dönelim. Çünkü o maç sonunda hakeme serzenişte bulunan Trabzonspor’un 1-1 biten Gaziantep maçının sonunda attığı gol de VAR’dan gidince sonunda onlar da isyan edip MHK’nın istifasını istedi. Zekeriya Alp onlarca kez susup Trabzon konuşunca konuştu nedense. Sonra Galatasaray’ın dün 2-2 berabere kaldığı Demir Grup Sivasspor maçı. Saracchi düşerken iki bacağıyla resmen sumo güreşi yapıyor kırmızı verilmiyor ve penaltı sonrası ikinci sarıdan kırmızı görmesi gereken Seri’ye kart gösterilmiyor. Sonra da Fatih Terim röportajda çıkıp Rize’de geçen seneki tiyatronun baş mimarlarından Serkan Çınar’ı savunuyor. Bu mudur adalet? Sizin canınız can da diğerleri patlıcan mı? Hoca ağırlığını sahada taktiğiyle gösterir ki Fatih Terim bu konuda rüştünü fazlasıyla ispatlamış biri. Size haksızlık yapılıyorsa siz de konuşun ama başkalarının hakkına da göz koymayın. Kritik bir soruyla bitirelim haftaya art arda Trabzon-Başakşehir ve Galatasaray-Beşiktaş maçları var. Peki bu maçlarda tiyatro oynanmayacağının garantisi var mı?

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder