96 YILLIK MİLLİ GURUR

Böyle
bir yazıya atılabilecek en uygun başlıklardan biri bu olur herhalde. Klişe gibi
duruyor lakin anlamının derinliği ne demek istediğimizi anlatmaya yetecektir
diye düşünüyorum. 96 yıl önce dün, yani takvimlerin 28 Ekim 1923’ü gösterdiği
gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkeyi, başlattığı ve sonuna kadar öncülüğünü
yaptığı Milli Mücadele hareketinin ve devamı Kurtuluş Savaşı’nın nihai sonucu
diyebileceğimiz o büyük icraatin sinyalini kurmaylarına verdi; “Efendiler!
Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!” diyerek kutlu bayram Cumhuriyet Bayramı’nı
millete müjdeledi. Akabinde 29 Ekim 1923’te o dönem yeni bir devlet olan
Türkiye’nin yönetim şekli resmen Cumhuriyet olarak belirlendi. O günden bugüne
her 29 Ekim coşkuyla ülkemizde bayram olarak kutlanmakta. Cumhuriyet bütün
yönleriyle bizim 96 yıllık milli gururumuz. Nasıl büyük bir kararlılıkla ilan
edilmişse bugün aynı kararlılıkla bayramı kutlanıyor. Düşünün, çetin bir
savaştan çıkılmış, ateşkes yapıldıktan sonra 01 Kasım 1922’de de saltanat
kaldırılarak ülkedeki çift başlılığa son verilmişti. Türkiye Devleti resmiyette
başsız yönetiliyordu. Dolayısıyla herkese eşit yaklaşmayı esas alan bir yönetim
şekline ihtiyaç vardı. Cumhuriyetin ilanı pek çok alanda yaşanan karışıklığı,
en önemlisi o dönem yaşanan hükümet bunalımını giderdi. Türkiye resmen Türkiye
Cumhuriyeti Devleti oldu. Bugün 96 yaşını kutladığımız, başka bir deyişle 96.
doğum gününü gerçekleştirdiğimiz bu bayram, tarihin bize verdiği en güzel
hediyelerden biridir. Bu bayramı bugün hala kutlayabiliyor olmanın kıymetinin
bilmek gerek her şeyden önce. Cumhuriyet bizi bir arada tutan en önemli ortak
değerdir.
Şükran borçluyuz
En
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kurmaylarına ve silah
arkadaşlarına ayrı ayrı şükran borçluyuz. Onlar olmasa bugün bizim böylesine
coşkulu bir şekilde kutlayabileceğimiz bir bayram belki de olmayacaktı. Onun
için Milli Mücadele ile başlayan bu kutlu yürüyüşün Cumhuriyet Bayramı ile
taçlanmış olması hasebiyle naçizane bu yürüyüşün mimarlarına saygı duymayı ve milli ortak
değerlerimize sahip çıkmak, millet olarak son derece büyük ve önemli bir görevimizdir.
Birlik ve beraberlik olgusu
Milli
bayramların en önemli tarafı birlik ve beraberlik olgusunu diri tutmaları bana
kalırsa. Bu kelimelere son dönemde hasret kalmış bir milletiz. Dolayısıyla
birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyacımız var. En büyük görev bu
konuda elbette siyaset kurumuna düşüyor. Siyasetin bundan sonraki dönemde
vereceği mesajlar çok önemli. Ya farklılıklarımıza saygı duyup; kırmadan,
dökmeden, kutuplaştırmadan millet olacağız ya da ayrışıp bizi bölmelerine izin
vereceğiz ki bu asla ve kata olmamalı. Onun için Cumhuriyetimize sıkı sıkıya
sarılmak, ona hep beraber en güçlü şekilde sahip çıkmak düşüyor bize. Yaşasın
Cumhuriyet, iyi ki Cumhuriyet var, iyi ki bu kutlu bayram var.
Muhammet YILMAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder