28 Ekim 2019 Pazartesi

Yaşamın İçinden: 96 Yıllık Milli Gurur


96 YILLIK MİLLİ GURUR

Böyle bir yazıya atılabilecek en uygun başlıklardan biri bu olur herhalde. Klişe gibi duruyor lakin anlamının derinliği ne demek istediğimizi anlatmaya yetecektir diye düşünüyorum. 96 yıl önce dün, yani takvimlerin 28 Ekim 1923’ü gösterdiği gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkeyi, başlattığı ve sonuna kadar öncülüğünü yaptığı Milli Mücadele hareketinin ve devamı Kurtuluş Savaşı’nın nihai sonucu diyebileceğimiz o büyük icraatin sinyalini kurmaylarına verdi; “Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!” diyerek kutlu bayram Cumhuriyet Bayramı’nı millete müjdeledi. Akabinde 29 Ekim 1923’te o dönem yeni bir devlet olan Türkiye’nin yönetim şekli resmen Cumhuriyet olarak belirlendi. O günden bugüne her 29 Ekim coşkuyla ülkemizde bayram olarak kutlanmakta. Cumhuriyet bütün yönleriyle bizim 96 yıllık milli gururumuz. Nasıl büyük bir kararlılıkla ilan edilmişse bugün aynı kararlılıkla bayramı kutlanıyor. Düşünün, çetin bir savaştan çıkılmış, ateşkes yapıldıktan sonra 01 Kasım 1922’de de saltanat kaldırılarak ülkedeki çift başlılığa son verilmişti. Türkiye Devleti resmiyette başsız yönetiliyordu. Dolayısıyla herkese eşit yaklaşmayı esas alan bir yönetim şekline ihtiyaç vardı. Cumhuriyetin ilanı pek çok alanda yaşanan karışıklığı, en önemlisi o dönem yaşanan hükümet bunalımını giderdi. Türkiye resmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu. Bugün 96 yaşını kutladığımız, başka bir deyişle 96. doğum gününü gerçekleştirdiğimiz bu bayram, tarihin bize verdiği en güzel hediyelerden biridir. Bu bayramı bugün hala kutlayabiliyor olmanın kıymetinin bilmek gerek her şeyden önce. Cumhuriyet bizi bir arada tutan en önemli ortak değerdir.

Şükran borçluyuz

En başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kurmaylarına ve silah arkadaşlarına ayrı ayrı şükran borçluyuz. Onlar olmasa bugün bizim böylesine coşkulu bir şekilde kutlayabileceğimiz bir bayram belki de olmayacaktı. Onun için Milli Mücadele ile başlayan bu kutlu yürüyüşün Cumhuriyet Bayramı ile taçlanmış olması hasebiyle naçizane bu yürüyüşün mimarlarına saygı duymayı ve milli ortak değerlerimize sahip çıkmak, millet olarak son derece büyük ve önemli bir görevimizdir.

Birlik ve beraberlik olgusu

Milli bayramların en önemli tarafı birlik ve beraberlik olgusunu diri tutmaları bana kalırsa. Bu kelimelere son dönemde hasret kalmış bir milletiz. Dolayısıyla birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyacımız var. En büyük görev bu konuda elbette siyaset kurumuna düşüyor. Siyasetin bundan sonraki dönemde vereceği mesajlar çok önemli. Ya farklılıklarımıza saygı duyup; kırmadan, dökmeden, kutuplaştırmadan millet olacağız ya da ayrışıp bizi bölmelerine izin vereceğiz ki bu asla ve kata olmamalı. Onun için Cumhuriyetimize sıkı sıkıya sarılmak, ona hep beraber en güçlü şekilde sahip çıkmak düşüyor bize. Yaşasın Cumhuriyet, iyi ki Cumhuriyet var, iyi ki bu kutlu bayram var.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder