3 Mayıs 2024 Cuma

Politik Eksen: Acilen Normalleşme

 ACİLEN NORMALLEŞME

 

Bu yıl ki 1 Mayıs günü yaşanan olaylar, ondan önce de 31 Mart seçim sonuçları bana gösterdi ki bu ülkede pek çok şeyin yürümesinde sıkıntı var, anormal işleyen bir düzen var ve bunun bir an önce değişmesi gerekiyor. Uzun lafın kısası acilen normalleşme şart. En başta senelerdir kavgadan, gürültüden, bağrışmalardan bir şey üretmekten uzaklaşmış siyasetin, sıra dışı uygulamalar ve dış faktörlerin de etkisiyle iyiden iyiye bozulmuş ekonominin düzeltilmesi gerek. Bir yandan da çeşitli gerekçeler üretilmek suretiyle sürekli bir yerlerden hortlatılmaya çalışılan terörizm ve vandalizmin en azından önce geri plana itilerek sonra bitirilmesi elzem. Madde madde detayına gidelim ve bunu gerekçeleriyle anlatalım. Neden artık bunları bu şekilde söylüyoruz, herkesin bilmesi gerek.

 

Siyasetin normalleşmesi gerek çünkü;

 

Siyaset bir ülkedeki her şeyin can damarı. Bir ülkede her şeyi siyaset şekillendirir. Bu bağlamda değerlendirirsek; 14-28 Mayıs seçimleriyle halkın bir kez daha şans verdiği mevcut AK Parti iktidarına aslında parti olarak aldığı oyla bir kez daha vekil sayısını düşürerek bir uyarıda bulunmuştu. Fakat AK Parti’nin yeni politika üretmek konusunda zayıf kaldığı 31 Mart seçimlerinde gösterilen sarı kartla ancak görüldü. Vatandaş 14-28 Mayıs tercihini de 31 Mart 2019 ile 14 Mayıs 2023 arasındaki süreçte muhalefetin gelecek açısından güven vermeyen siyasetinden hareketle kullandı. Yani CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in deyimiyle tam bir denge mekanizması sağlanmış oldu. Bu açıdan baktığımızda son derece akıllı bir seçmen kitlemiz var. Bilenler bilir ben muhalefeti 14 Mayıs öncesi ve sonrası ne kadar sert eleştirdim, sadece Kemal Kılıçdaroğlu yerine Özgür Özel’in değişmesini yeterli bulmadım. Ve yerel seçime giden noktada strateji bağlamında da bence muhalefet iyi bir süreç yönetimi ortaya koymadı, baktığımızda iktidarda nispeten bir toparlanma vardı bence süreç bakımından iyi bir strateji izlenmişti ancak genel politikalar bağlamında CHP’nin dile getirmiş olduğu ekonomik problemler insanın canına tak edecek boyuta gelmişti. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitinglerinde dediği gibi “Yine biz çözeriz, hallederiz”lerle artık siyaset yürümüyor, yürümeyecek. Halk bu haklılığını muhalefete de bir şans verip artık iktidarı değiştirebileceğine yönelik bir irade koyarak gösterdi. Nitekim bunun ilk işaretlerini görmekteyiz. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in partisinin 31 Mart başarısı sonrası verdiği sıcak mesajlar sonrası Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmesi ve genel olarak iyimser mesajlar çıkması gelecek adına umut veren gelişmeler. Devamının gelmesi şart.

 

Ekonominin normalleşmesi gerek çünkü;

 

Siyasetten sonra en önemli konu ekonomi. Hem devlet için hem vatandaş için şu anda en önemli konu diyebiliriz. Son dönemde uygulanan ekonomi politikalarındaki kimi çelişkiler, pandemiyle çevremizde patlak veren savaşlar gibi küresel krizlerle birleşince içinden çıkılamaz bir sorun haline geldi. Hükümet destek olduğunu belirtmesine rağmen tarım ve hayvancılıkta giderek artan maliyetlerle üretimin azalması hatta kimi yerlerde durma noktasına gelmesi ekonomide bir şeylerin ters gittiğinin en belirgin göstergelerinden sadece biri. Enflasyonun son dönemde fırlamasıyla fırsatçılık vs. sebepleri yan yana koyduğumuz zaman hayat pahalılığının artması, buna mukabil asgari ücrette sürekli bir zam istenmesi, memur ve emekli maaşlarında istenen zamların yapılamaması ekonomideki durumun insanları artık bıktırdığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Ekonomistler şu anda nispeten doğru adımların atıldığı yönünde görüş bildiriyor ancak biz vatandaşa yansıyan bir durum henüz göremedik. Tamam, bu belki uzun vadeli bir süreç olacak ama kısa vadede o doğru olduğu iddia edilen politikalardan kısa vadede vatandaş yararına bir şeyler görmemiz lazım.

 

Hayatın normalleşmesi gerek çünkü;

 

Siyaset ve ekonomi insanların hayatını şekillendiren başat unsurlardır. İnsanların ferdi yaşantısındaki ruh halini bu iki unsur belirler. Şu anda genel olarak baktığımızda pek çok kesimde uzun zamandır süre gelen bir memnuniyetsizlik, bir huzursuzluk, buna bağlı olarak bitmeyi bir tarafa bırakın dalga dalga yayılan bir isyan var. İşte emeklilerin, dar gelirlilerin, işçilerin durumu ortada. Haklarından asgari düzeyde olsa bile mahrum bırakıldıklarını düşünüyorlar ve bunu siyasi iktidara yüklüyorlar doğal olarak, buna acil çözüm bulunması şart. Diğer taraftan savunma sanayide orada burada yerlilik millilik artıyor fakat terör sorunumuz ciddiyetini koruyor. Savunma sanayinin bu kadar gelişip terörün varlığını aynı ölçüde koruyabilmesi ilginç bir durum. Öte yandan 1 Mayıs’larda son dönemde gelişen olaylardan ötürü işçiyi emekçiyi konuşacağımıza Taksim’de o oldu, şurada böyle bir olay çıktı gibi şeyler duyuyoruz. Olan işçiye, emekçiye ve olanları haber vermeye çalışan basın mensuplarına oluyor. Özgürlük bağlamında da artık en azından asgari düzeyde gereken zeminin oluşturulması gerektiğini de görmekteyiz.

 

Bütün bu maddeler ışığında ana fikir olarak şunu ifade etmem gerekir ki her şey başta söylemiş olduğum noktaya çıkıyor. Yani genel olarak bir normalleşmeye ihtiyacımız var. Bunun için önümüzde ciddi bir yol var ve fırsatlar belirdi. Değerlendirilmesi herkesin yararına olacaktır. Ki bunları zaman içerisinde ayrı başlık olarak da yeri geldikçe konuşacağız.

 

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder