5 Haziran 2022 Pazar

Politik Eksen: Yalanlar Silsilesi

YALANLAR SİLSİLESİ

İç siyaset tam bir savaş alanına döndü. Aylardır özellikle ekonomi üzerinden dönen bir seçim savaşı var. Muhalefet cephesi son yerel seçim döneminde “İstemeyeceğiz” demesine rağmen hem seçim istemeye hem yönetim sistemini tartışmalı hale getirme çabalarını sürdürüyor. Yalan ve iftira ile gündemi meşgul eden bir çaba söz konusu. Sosyal medyada bunu kısaca dile getirmiştim şimdi biraz detaylandırmak istiyorum. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve kendisine bağlılığını ilan etmiş CHP’liler tarafından hemen her gün yeni algılar, yeni yalanlar konvansiyonel (geleneksel) ve sosyal medya üzerinden servis ediliyor. Ancak gerçeklerin de ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. Örneğin; yoksulluktan, açlıktan kıvranıyoruz diyenlerin CHP teşkilatından seçilmiş piyonlar çıkması, teröre karşı olduklarını iddia edenlerin terör örgütü PKK/PYD/YPG’nin siyasi uzantısı HDP ile gizli veya aleni bir şekilde kol kola hareket etmesi, “geçmesek de ödüyoruz” denilen YİD (Yap-İşlet-Devret) ile hayata geçirilmiş büyük hizmetlerin halka maliyetinin aslında onların savunduğu sisteme göre daha avantajlı olduğunun çıkması, terörle mücadelede elimiz ayağımız olan SİHA’ların sivilleri öldürdüğünün söylenip bunun ispat edilememesi gibi. Bunun gibi örnekleri daha çok göreceksiniz. Onun için bir nefeste her şeyi söylemeye gerek yok. 28 Şubat’ta açıkladıkları parlamenter sisteme dönüş bildirgesi nedeniyle “28 Şubat İttifakı” ya da daha önceki toplantılarından mütevellit “6’lı masa” diye tasvir edilen muhalefet cephesinin tek amacını hepimiz biliyoruz; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek. Bunu e-muhtıra, Kafes ve Balyoz eylem planları, askeri darbe gibi gayrimeşru yollarla denemek başarısız olunca şimdi seçimle devirme yolunu seçtiler. Olabilir kabul, bu ülkede iktidar değişecekse yeter ki seçimle değişsin. Ama değişen iktidar onun bunun uşaklığını yapıp milli değerleri ayaklar altına almasın, ülkeyi geldiği noktanın 20 yıl gerisine götürmesin, güvenliğimizi tehdit eden unsurların ekmeğine yağ sürmesin, bizim derdimiz o. Ancak oy için her şeyi meşru gören, meşhur şiirdeki gibi “Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca” şeklinde saiklerle her şeyi karalayıp bir de sadece mevcut bütün düzeni yıkıp eski düzeni geri getireceğini vaad etmek ülkeyi geriye götürmek değil de nedir?

“Kaçacak” diyor kendisi kaçıyor

CHP lideri daha önce de FETÖ televizyonlarında ifade ettiği gibi son olarak yine Cumhurbaşkanı Erdoğan için yine “Kaçacak” iddiasını dillendirmeye başladı. Temcit pilavı gibi eski tartışmayı önümüze koydu. Bir defa her ne kadar bir parti lideri olsa da ülkeyi yöneten ve seçilmiş iradenin Cumhurbaşkanı’na yönelik kullandığı üslup son derece itici ve çirkin. Şahsen böyle birinin muhalefet lideri olması bile ülkemiz açısından bir kayıp. Biz iletişimcilerin en dikkat ettiği hususlardandır üslup. Üslubun kötü ve iticiyse çiftçi bile olsan fark etmez. Sosyal medyada ifade ettim; Kemal Kılıçdaroğlu aklınca gündemi olur olmaz kavga ve tartışmalarla meşgul edip hükümeti sorunlar karşısında çaresiz bırakmaya, algılarla milleti kandırıp çalışmaz hale getirip buradan prim yapmaya çalışıyor. Yani ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’na “Kaçacak” diyor ama Kılıçdaroğlu kendisi kaçıyor. Hakeza Akşener’in, Babacan’ın, Davutoğlu’nun, Karamollaoğlu’nun da onlardan aşağı kalır bir tarafı yok gibi bir şey.

Boğulmuş vaziyetteler

Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Kılıçdaroğlu’na 10 soru yöneltmiş, bunlara net cevap istemişti. Kılıçdaroğlu cevap verdi ama net cevaplar değildi o cevaplar. Yine kaçak güreşti anlayacağınız. Bir de kendisi 10 soru sormuş, incelediğiniz zaman ülkenin geleceğiyle mantıklı bir altyapı arayın ki bulasınız. Bakınız son dönemde zaman zaman çevremde söylediğim bir şey vardır; seçimleri taktikle kazanırsınız ama ülke yönetmek çocuk oyuncağı değil. Ülkeyi taktikle yönetemezsiniz. Algıyla, yalanla, millete pembe Türkiye tabloları sunarak hiç yönetemezsiniz. Fakat 6’lı masa aktörleri ve aparatı olan parti adeta bir yalanlar silsilesinde boğulmuş vaziyetteler. Sorunlara çözümü olmayan, sürekli umutsuzluk pompalayıp vatandaşı yıldıran bir anlayışla nereye kadar gideceksiniz? Bir adım öteye gidebilirseniz şükredin; benden söylemesi.

Muhammet YILMAZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder