“DEĞİŞİM” MÜHÜRLENDİ
İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, şüphesiz 14-28 Mayıs genel
seçimlerinin en çok konuşulan isimlerinden biriydi. Ama İstanbul veya ülke
çapındaki icraatlarıyla değil de hakkındaki siyasi tartışmalarla konuşuldu.
Nitekim bugün gördüğüm kadarıyla kısa vadede amacına ulaştı. Çünkü 29 Mayıs’tan
bu yana sürdürdüğü “değişim” tartışmalarının amacı aslında kendisinin CHP
lideri olması için değil yaklaşan yerel seçimler için sadece gündemde olmak,
konuşulup yeni mağduriyet hikayeleri ortaya çıkararak zaten her halükarda aday
gösterileceği İBB’ye kolaylıkla yeniden başkan seçilmesini sağlamaktı bana
göre.14-28 Mayıs seçimlerinde vadedildiği cumhurbaşkanı yardımcılığını elde
edemeyince İmamoğlu’nun elinde kala kala bir İBB Başkanlığı kalmıştı ve bunu
bir şekilde koruması gerek. Önümüzdeki yerel seçimler göz önüne alındığında
yeniden zorunlu bir sınamaya gireceği için buna ilişkin daha evvelden
başlattığı siyasi stratejilerine devam etmeyi sürdürüyor. Son basın
toplantısında İmamoğlu'nun “İstanbul ve Türkiye'nin kaderi mühürlüdür. Ben de kendimi
İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum. Partiler arası "İstanbul
İttifakı"nın kurulması için elimden geleni yapacağım” sözlerini sarf
etmesi herkesin de gördüğü gibi bir adaylık ilanıdır. Ki Kemal Kılıçdaroğlu her
seferinde sorulduğunda “İmamoğlu görevine devam edecek” sözünü ısrarlı bir
şekilde vurgulamıyor muydu? Bunun onlarca örneği pekala arşivli yayınlarda
mevcut. Özetle CHP’de zaten olmayacağı öngörülmüş “değişim” mühürlenmiştir.
Fakat o mührü sanıldığı gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vurmadı,
Ekrem İmamoğlu bizzat kendi kendisini mühürledi.
Devamlı kaçak güreşiyor
Sayın
İmamoğlu’nda dikkat çeken bir özellik de devamlı olarak kaçak güreşiyor olması.
Bir yerlerden destek almadığı, arkasında kuvvetli bir güç görmediği veya
garantili bir durum hissetmediği sürece hep bir şeylerin arkasından,
çevresinden dolaşarak kafa karıştırıyor. Temkinli ve akıllıca davranıyor aslında
bakarsanız bir noktada fakat farklı düşünceleri sürekli aynı yöntemle elde
etmeye çalışması her zaman aynı sonucu getirmeyebilir. Siyasette belli
noktalarda yavaş gidebilirsiniz lakin temkinli olduğunuz kadar kim noktalarda
cesaretli olmanız gerekir. Demek ki Sayın İmamoğlu hedefleri noktasında
kendisinden yeteri kadar emin olamıyor. Ki bunun pek çok nedeni var. Geride
kalan 5 yıllık İBB Başkanlığı döneminde çok da iyi bir imaj vermedi vatandaşa bence.
Önceki yönetim tarafından başlatılan çoğu projelerin durdurulması, açtığı ya da
açılışını yaptığını projelerin çoğunun henüz tamamlanmamış olması bunların
sadece genel bakışla bir izahı. Yani icraat siyaseti yerine reklam siyaseti ön
planda. İBB bütçe rakamları bunu doğrular nitelikte. CHP’li ve diğer muhalif
seçmen her haliyle bu durumu kabul ediyor olabilir fakat megakentte nasıl
yaşayacağını ciddi ciddi düşünen azımsanmayacak kitlelerin varlığı unutuluyor
gibi.
İnsanları kandırmayın
Ekrem İmamoğlu “Değişim
misyonumun parçasıdır. Artık CHP seçim kaybedemez, kaybetmemeli” diyor ama
bunun için bence ekstra bir çaba yürütmüyor. Daha İBB Başkanlığı için “Adayım
demedim yola çıktım” demesi bile bir siyasi korkaklıktan başka bir şey değil.
Böyle algı cümleleriyle bir sıçrarsınız, iki sıçrarsınız ama devamı gelmez.
İnsanları daha fazla sahte liyakat hikayeleriyle kandırmayın. Cesur olun,
adaysanız çıkın Mansur Yavaş gibi açıkça bunu dillendirin. Bu ülkede hangi
görüşü destekliyor olursa olsun kimsenin oyu bedava bir çabanın ürünü olarak
görülemez, görülmemeli. Ve ben bu noktada artık kemikleşmiş, asla değişmez diye
nitelendirilen CHP’li seçmenden de bir hareket bekliyorum. O kadar değişim,
fikri dönüşüm lafları lanse ediliyor ama kimse neden bir ders vermeyi hiç
düşünmüyor? Artık bu muhalif kesim değişimde hakikatliyse şayet partilerinin (CHP-İYİ
Parti ve diğerleri) kendisini sorgulamasını sağlayabilmeli. Yok bu şekilde
kalmaya devam edeceklerse yerelde de genelde de iktidarı bir daha ancak
rüyalarında göreceklerdir.