BÜYÜK KUMAR, BÜYÜK RİSK
Ve
İstanbul seçimleri için karar verildi ama ne karar verildi. Yüksek Seçim Kurulu
dün toplandı ve 7’ye 4 oyla seçimler “Şaibe var, seçimler yenilensin” kararını
verdi. Yeni seçim 23 Haziran 2019 Pazar günü sadece İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı için yapılacak. Şimdi çok fazla tartışılacak boyutu var bu
konunun. Çünkü 1 Nisan gününden itibaren sandıklarda usulsüzlük, birleştirme
tutanaklarında oyun iddiaları AK Parti kanadınca net bir şekilde
dillendirilmekteydi. CHP’den de öyle bir şey olmadığı yönünde açıklamalar
gelmekteydi. Ben bu iddialar ciddiye binince dedim ki sayın oyları varsa eğer
şaibe, hak sahibine öyle teslim edilsin demiştim. Fakat zamanla yapılan
itirazlar neticesinde birçok ilçede çoğu sadece geçersiz yeniden sayılan
oyların sonuna yaklaşıldıkça süreç iktidar cephesi tarafından çok ilginç
noktalara götürüldü. Fark yarı yarıya düşmüş olsa da hakkın yine Ekrem İmamoğlu’nda
kaldığı görüldü. Neticede mazbatası verildi ve göreve başladı. Ha bu arada şunu
da ekleyelim o verilen mazbata alınıp yeni seçime kadar Büyükşehir’i götürecek
yeni bir başkan seçilecek. AK Parti kanımca bu süreci de iyi yönetemedi. Çünkü
süreç boyunca öyle ilginç açıklamalar yapıldı ki bunlar halk nezdinde rüzgarın
daha da İmamoğlu’ndan esmesini sağladı. Mevcut durumda Ekrem İmamoğlu davasında
haklı ve peşini bırakmıyor. Şöyle düşünüyorum madem sandık kurullarıyla ilgili
bir usulsüzlük vardı o zaman oy sayımı hiç yaptırılmamalı ya da 39 ilçede bütün
zarf oyları yeniden sayılmalıydı veya da Büyükşehir, İl ve İlçe Genel Meclisi
ve İlçe Belediye Başkanlığı bütünüyle iptal edilip tamamen temiz bir yenileme
seçimi kararı alınmalıydı. İki durumun arka arkaya gelmiş olması kararın
gerekçesinin haklılığına gölge düşürmekte. Bana sorarsanız büyük bir kumar
oynadı AK Parti, büyük de bir risk aldı yapmış olduğu hamlelerle. Çünkü onlar
davalarında haklı olduklarını düşünebilirler ve karar yetkili mercilerce
onların lehine çıkmış olabilir, ancak gidip de halka anlatmayı denesinler şimdi
bakalım acaba anlatabilecekler mi?
Cumhur memnun, millet
tepkili
Tabii
alınan iptal kararı sonrası partilerin tepkisi çok merak ediliyordu ki ilk
açıklamalar kararın çıktığı gece geldi. Cumhur İttifakı partileri AK Parti ve
MHP’den kararın adaletli olduğunu belirten açıklamalar gelirken Millet İttifakı
partileri CHP ve İYİ Parti duruma tepki gösterdiler, özellikle YSK’ya yönelik
sert açıklamalar yaptılar. Şöyle düşünelim, acaba 31 Mart’ta durum tam tersi
olsaydı, yani Binali Yıldırım az farkla seçilip usulsüzlük iddialarını Ekrem
İmamoğlu, CHP ve İYİ Parti dillendirseydi yargı süreci aynı şekilde işler ve
iptal kararı çıkar mıydı? Çünkü son zamanlarda hukukun siyasi iktidarın gücüne
boyun eğdiği gibi bir algı da var. Genelde muhalefet itirazları son seçimlerde
reddedildiği için herhalde CHP’li ve İYİ Partili dostlarımın bana verecekleri
cevap “hayır, olmazdı” şeklinde olurdu.
Neden sadece Büyükşehir?
Şu
kanıya da kısaca değinmek istiyorum üç kademe birden tek zarfta seçiliyor ama
sadece Büyükşehir için iptal kararı alınıyor diyor bazı kesimler. Bence
mantıklı neden çünkü bu oyların sayımı ayrı ayrı yapılıyor tutanakları ayrı
ayrı tutuluyor. Peki ama usulsüzlük sandık kurullarında deniyor hepsinde oynama
yapabilecekken neden sadece Büyükşehir oylarında oynama yapsınlar şeklinde
karşı tez üretilebilir bu yoruma da onu ben de bilemiyorum, hedef sadece
Büyükşehir belki de dersem temelsiz bir yorum olmuş olur. Ve inanın bu tartışmanın
sonu da gelmez, daha da çoğaltılabilir bu tezler ve antitezler. Sonuç olarak
bir iptal kararı verildi, bunun üzerine söz söylenemiyor. Dolayısıyla herkes
için bağlayıcı bir karar ve 23 Haziran’da bir kez daha 31 Mart listeleriyle
sandığa gidilecek ve yeni bir karar verilecek. Tahminim bu şartlar altında
rüzgarı arkasına alan Ekrem İmamoğlu’na destek artacak ve açık ara farkla
kazanacak. Hatırlayın Abdullah Gül’ün 367 skandalıyla Cumhurbaşkanı
seçilememesini. Benzer bir sonuç olabilir. Zaman içinde durum değişebilir mi,
evet bu da mümkün. Tavırlara bağlı. Meseleyle ilgili ilginçtir Avrupa Birliği
ve Avrupa Konseyi da açıklama yapma hadsizliğine sahip. Demokrasi ve hukuk
adına büyük skandallara imza atanların bize bu yönde ders vermeye hakkı yoktur.
Haddinizi bilin ve iç meselelerimize karışmayın. Her neyse karar ve çıkacak
sonuç herkese kazandırsın ve mümkünse bir süre seçimin S’si bile konuşulmasın
da ülkenin gerçek sorunlarına odaklanılabilsin.
Muhammet
YILMAZ